14 Nisan 2011 Perşembe

D A V E T : Uluslararasi Nefret Suclari Konferansi

Irkciliga ve Milliyetcilige DurDe! Girisimi ve Sosyal Degisim Dernegi, Turkiye'de nefret suclari olgusunu besleyen kosullari sorgulamak ve nefret suclari ile nefret soylemi konusunda yerel ve uluslararasi deneyimleri paylasmak amaciyla, 15-17 Nisan 2011 tarihlerinde uluslararasi bir Nefret Suclari Konferansi duzenliyor.
15 Nisan 2011, Cuma gunu Taxim Hill Oteli'nde acilis toplantisiyla baslayacak olan konferans, 16-17 Nisan 2011, Cumartesi-Pazar gunleri Lutfi Kirdar Kongre Merkezi'nde devam edecek. Cok sayida oturum ve atolyeden olusan konferansta sizleri de aramizda gormekten mutluluk duyacagiz.
Konferansla ilgili ayrintilari asagidaki linkte ve ekte bulabilirsiniz.

Konferans konusmacilari:
Ahmet Insel, Ayse Hur, Benjamin Abtan, Cengiz Algan, Ergin Cinmen, Ferhat Kentel, Ferda Keskin, Fethiye Cetin, Geert Ates, Gulten Kaya, Hayal Koksal, Hayko Bagdat, Hilal Kuey, Mithat Sancar, Mutlu Binark, Nayat Karakose, Nil Mutluer, Oral Calislar, Orhan Kemal Cengiz, Omer Laciner, Ragip Duran, Rober Koptas, Robert O. Trestan, Roni Margulies, Sinan Ozbek, Tankut Soykan, Turgut Tarhanli, Ulas Karan, Ulku Doganay, Umit Kivanc, Yasemin Inceoglu.

Program ayrintilari icin: http://konferans.nefretme.org

Irkciliga ve Milliyetcilige DurDe! Girisimi ve
Sosyal Degisim Dernegi

13 Nisan 2011 Çarşamba

Su Hakkı Kampanyası Bülteni - 12 Nisan 2011

Su Hakkı Kampanyası Bülteni - 12 Nisan 2011

İçindekiler:

 

Uluslararası Su Hakkı sempozyum kitabı çıktı
2010 yılında gerçekleştirdiğimiz sempozyum kitabının hazırlık çalışmalarını 2011 yılının Ocak ayında tamamladık ve Şubat ayında kitap matbaadan elimize ulaştı. Kitap “Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu”nda yapılan sunumlar, tartışmalar, katkılar ve tüm katılımcıların önerileriyle şekillenen sonuç deklarasyonundan oluşmakta. Toplam 171 sayfadan oluşan kitapta, her bir oturum içinde yapılan sunumları, tartışmaları kullanılan görseller eşliğinde aktarmaya çalıştık. Suyun yönetiminde birinci elden sorumlu olan yerel birimlerin uygulama deneyimleri ile su hareketi aktivistlerinin deneyimlerini, uluslararası hareketin talep ve deneyimlerini paylaşabildikleri sempozyumda oluşan alan büyük bir öneme sahipti. Bu paylaşımın sadece sempozyuma katılanlarla sınırlı kalmaması gerekiyordu. Sempozyum kitabı sayesinde tartışmaları daha fazla kişi ve kurum ile paylaşmaya çalıştık.
Kitabın tümüne PDF olarak buradan ulaşabilirsiniz.

 

Su Hakkı projesinin 2011 aktiviteleri
Su Hakkı Projesi, 2011 yılı içinde yürüteceği faaliyetler ile suyun en temel insan hakkı ve kamusal olduğunu, herkesin yeterli miktar ve kalitede suya ve su ile ilgili bilgiye, fiziksel ve ekonomik olarak eşit biçimde erişebileceğini, su hizmetlerinde dezavantajlı durumda olanlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını, temel insani ihtiyaçların karşılanması için gerekli olan miktar ve kalitede suyun ücretsiz sağlanmasını, su kaynağının yönetiminde kamu yararı ve yurttaş katılımını esas alan yapıların oluşturulması ve ekolojik dengenin korunması gerektiğini savunan alternatif yaklaşımların gelişmesini, daha fazla tartışılmasını ve alternatif uygulamaları teşvik etmeyi hedeflemektedir. Bu genel amaç çerçevesinde 2011 yılında çeşitli akitviteleri yapacağız.

Araştırma Kitabı
Türkiye’de su kaynaklarının ve hizmetlerinin özelleştirilmesi konusunda gittikçe hızlanan bir politika izlenmektedir. Dünya Su Forumu’nun 2009 yılında Türkiye’de yapılmış olması ve inşaat sektöründen çok sayıda firmanın bu forumda yer almasının sonuçları bugün çok daha iyi kavranmaktadır. DSİ’nin 2023 vizyonu içinde 600 hidro elektrik santral, 1700 baraj yapılması planlanmakta ve çalışmalara hız verilmiş durumdadır. Şehirlerin artan su ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için sular yataklarından borularla taşınmakta, neredeyse her bir dere üzerine ya elektrik enerjisi için, ya sulama için, içme suyu temini için ya da güvenlik gerekçesiyle barajlar kurulmak istenmektedir. Şehir içi su hizmetlerinin fiyatlarının tek bir merkezde belirlenmesine yönelik girişimler söz konusudur. Su hizmetlerinin sunumunda kamu hizmeti yaklaşımı benimsemiş, vatandaşlara ucuz ya da belli bir miktara kadar ücretsiz su temin eden yerel yönetimlerin bu alanda inisiyatiflerinin önü kesilmektedir. Zaten büyük miktarlardaki borçlar ile uluslararası su şirketlerinin ve finans kuruluşlarının girdabına terk edilen yerel yönetimler bu tür girişimler ile alternatif uygulamalardan tamamen vazgeçirilmek istenmektedir.

Bütün bu tablo içinde su kaynaklarının ve hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı mücadeleler ve alternatif su yönetim politikaları da geliştirilmektedir. Tüm dünyada sürdürülen mücadeleler sadece özelleştirme karşıtlığı ve direniş üzerine şekillenmemektedir. Aynı zamanda bu mücadeleler alternatif su yönetim biçimlerini tartışmakta ve bu alternatifleri hayata geçirmek için ulusal, uluslararası ağlar içinde örgütlenmektedir. “ Suyu bir insan hakkı” olarak kabul eden Latin Amerika ülkelerinin bazıları anayasalarında bu doğrultuda değişiklik yapmalarının yanı sıra su yönetiminde kamu katılımını esas alan yapılar oluşturmuş durumdadır. Avrupa’da havza yönetimini, kamu-kamu işbirliklerini teşvik eden özünde neoliberal politikaların karar alma süreçlerinden vatandaşları dışlayan uygulamalarına karşı alternatif yasal düzenlemeleri de talep eden girişimler bulunmaktadır.

2011 yılında hazırlayacağımız araştırma kitabı ile hem Türkiye’de uygulanan ve uygulanmak istenen özelleştirme politikalarını eleştirel bir yaklaşımla bütünlüklü bir biçimde ele almaya hem de dünyadaki alternatif uygulamaların deneyimlerini aktarmaya çalışacağız.

Kapasite geliştirme atölyeleri
Su Hakkı projesinin 2010 yılı Kasım ayında Diyarbakır’da, Diyarbakır Su Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) ile birlikte ve Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği’nin ev sahipliğinde düzenlendiği “Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu”nda ağırlıklı olarak ele alınan konulardan biri de alternatif su yönetimlerinin felsefesi ve uygulama modelleriydi. Red/Vida’dan sempozyuma katılan Oscar Olivera Bolivya’da 2000 yılında suyun özelleştirmesine karşı başlayan mücadelenin kazanımlarını aktarırken verdikleri mücadelenin “ kapitalist modeller aracılığıyla ellerinden alınan topraklarının, sularının, kendi karar alma süreçlerinin tekrar ele geçirme mücadelesi olduğunu” ifade etmişti. Herkese ve doğaya ait olan suyun nasıl kullanılacağına ise bizzat kullananların katılımını sağlayan, karar verme kapasitelerini geliştirecek yeni modellerin yaratılmasının sadece bir alternatif arayışı değil tarihsel bir sorumluluk olduğundan bahsetmişti. Bu modelleri yaratabilmek için su hareketinin elinde yeterli deneyim, teknik bilgi, aktivistler ve dünyayı değiştirmeye hazır insanların olduğu ve önemli olan tüm bu birikimin paylaşılmasına vurgu yapmıştı.

Sempozyuma katılan tüm uluslararası aktivistlerin ortak vurguları su mücadelesi içinde bilgi, deneyim ve modellerin paylaşılmasının önemiydi. Türkiye’de birçok yerel yönetim ne su hareketinin uluslararası tartışma ve deneyimlerinden ne de alternatif yerel bir uygulamanın deneyimlerinden ve tecrübelerinden bugüne kadar yeterince faydalanma imkanı bulamadı. Belediyeler, merkezi su politikaları ile tek tek karşılaşmaktadırlar. Bu karşılaşmaların çoğunda ise yerelin özelliklerini gözetmeyen, şirketlerin mal ve hizmetlerini satmaya çalıştıkları, uzun yıllara yayılan büyük borçları içeren sözleşmeleri imzalamaktadırlar.

Kapasite geliştirme atölyeleri, Diyarbakır’da yaptığımız “Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu”nun ortaya çıkardığı bir takım ihtiyaçların giderilmesi için yapılmaktadır. Merkezi olarak (uluslararası) belirlenen su politikalarına karşı alternatif modellerin üretilebilmesi için su hareketinin deneyim, bilgi ve modeller konusunda paylaşımları büyük önem taşımaktadır. Özellikle suyun idaresinde birinci derecede rol alan yerel yönetim birimleri arasında bilgi alışverişini sağlama ihtiyacı bulunmaktadır. Yerel, ulusal ve uluslararası işbirliğine dönük ağlar oluşturmak, bu ağların içinde yer almak merkezi su politikaları karşısında yerel birimleri güçlendirmektedir. Bunun için daha ileri konumda olan yerel yönetim birimlerinin kamu-kamu işbirliği çerçevesinden kendi pratiklerini diğer yerel yönetimler ile paylaşmaları bu doğrultuda atılabilecek bir adımdır. Yerel yönetimlerin alternatif su modellerini uygulayabilmeleri için ulusal su politikalarının da değiştirilmesi gerekmektedir. Bunun için çok sayıda yerel yönetimin ortaklaşabileceği alternatif merkezi su politikalarının üretilebilmesi, bu doğrultuda çalışmalar yapılması ve bu tür zeminlerin yaratılması önemlidir. Kapasite geliştirme atölyeleri ile yukarıda aktarılan ihtiyaçların giderilmesi ve alternatif modelleri uygulamak isteyen yerel birimlerin daha fazla tartışmasına, olanaklarını, olanaksızlıklarını paylaşabilmelerine hizmet etmesini hedeflenmekteyiz. Kapasite geliştirme atölyelerini GABB, DİSKİ ve Su hakkı kampanyası birlikte organize edecekler.

Konferans
2011 yılının son aylarında bir günlük bir konferans düzenleyeceğiz. Türkiye’nin özelleştirme politikalarını bütünlüklü olarak ele alacağımız konferansta aynı zamanda yıl içinde hazırladığımız “ araştırma kitabının sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşacağız. Türkiye’deki su hareketinin 2012 yılında Marsilya’da yapılacak Alternatif Dünya Su Forumu’na daha güçlü katılım içinde kullanmayı ve konferansa çok çeşitli kesimlerin ve yerel yönetimlerin katılımını hedeflemekteyiz.

Makaleler
www.suhakki.org sitesi aracılığıyla, Türkiye’de ve dünyada su konulu çalışmalar yapan akademisyenler, aktivistler ve yerel yönetim uzmanlarının yazdığı makaleleri, su hakkı konulu haberleri, gelişmeleri 2011 yılında da yayınlamaya devam edeceğiz. Bu sene “musluktan temiz su içme hakkı” başlıklı özel bir dosya içinde su özelleştirmelerinin sessiz sedasız sürdürüldüğü ama her geçen gün karlılığı ve bütçesi artan şişe suyu konusunu işleyeceğiz.

 

Dakar Deklerasyonu
Mart ayında gerçekleştirilen Dünya Sosyal Forumu sırasında bir araya gelen su adaleti aktivistleri suyun katılımcı, adil, eşitlikçi ekolojik dengeyi gözetir nitelikte kullanılmasını içeren bir deklerasyon yayınladılar. 2012 yılında gerçekleşecek Dünya Su Forumu’na karşı alternatif çağrıda bulundular. Su Hakkı Kampanyası hazırlanan deklerasyonun imzacısı oldu. Deklerasyonun metnine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. http://www.petitiononline.com/waterday/petition.html

 

Medyadan Haberler

HES’lere karşı Ankara’da barikat

Kaynak: DİHA, 10.04.2011

Türkiye’nin birçok ilinden gelerek Ankara’da buluşan yaklaşık 7 bin yaşam savunucusu düzenledikleri mitingle AKP hükümetinin çevre katliamına neden olan HES, barajlar ve nükleer santral projelerine”hayır” dedi. Devamı...

16 HES’e iptal kararı

Kaynak: ZAMAN, 06 Nisan 2011
Rize’nin Fındıklı ilçesi Çağlayan Vadisi’nin 1. derece doğal sit alanı özelliğinden çıkarılması amacıyla Danıştay’a açılan dava reddedildi. Devamı...

Macahel Vadisi’nde yürütmeyi durdurma kararı!

Kaynak: Zaman, 26 Mart 2011
Rize İdare Mahkemesi, UNESCO’nun ”Biyosfer Rezerv Alanı” ilan ettiği Artvin’in Borçka ilçesindeki Camili Vadisi’nde (Macahel) yapımı planlanan Düzenli Hidroelektrik Santral (HES) Devamı...

Erzurum’un şebeke suyu 2017'de şişe sudan daha temiz olacak

Kaynak: sondakika.com, 22 Mart 2011 Erzurum Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Remzi Ertek, su şebeke sisteminin yenilenmesinin ardından Erzurum’un içme suyunun şişe suyundan daha kaliteli olacağını söyledi. Devamı...

MARDİN’DE ŞEBEKE SUYU KARTLI OLACAK

Kaynak: Midyat Haber, 11 Mart 2011
Mardin Belediye Başkanı Mehmet Beşir Ayanoğlu,vatandaşlardan suyu tasarruf kıllanmaları çağrısında bulunarak, topladıkları su parasının, su terfi istasyonlarındaki pompaların elektrik parasını karşılayamadığını söyledi. Devamı...


Su Hakkı Kampanyası’nı Kimler Yürütüyor?

Su Hakkı Kampanyası’nı Sosyal Değişim Derneği, Hasankeyfi Yaşatma Girişimi, Küresel Eylem Grubu ve Sosyal Demokrasi Vakfı oluşturdu. Aktiviteler Suyuma Dokunma Kampanyası’nın ve Rosa Luxemburg Vakfı’nın desteğiyle yürütülüyor.

 

Su Hakkı Kampanyası
http://www.suhakki.org/

Düzenleyenler:

Destekleyenler:

  Su Hakkı Kampanyası Bülteni - 12 Nisan 2011

İçindekiler:

  • Uluslararası Su Hakkı sempozyum kitabı çıktı
  • Su Hakkı Kampanyası'nın 2011 aktiviteleri
    - Araştırma kitabı
    - Kapasite geliştirme atölyeleri
    - Konferans
    - Makaleler
  • Dakar Deklerasyonu
  • Medyadan Haberler
    •  

      Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu kitabı çıktı
      2010 yılında gerçekleştirdiğimiz sempozyum kitabının hazırlık çalışmalarını 2011 yılının Ocak ayında tamamladık ve Şubat ayında kitap matbaadan elimize ulaştı. Kitap "Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu"nda yapılan sunumlar, tartışmalar, katkılar ve tüm katılımcıların önerileriyle şekillenen sonuç deklarasyonundan oluşmakta. Toplam 171 sayfadan oluşan kitapta, her bir oturum içinde yapılan sunumları, tartışmaları kullanılan görseller eşliğinde aktarmaya çalıştık. Suyun yönetiminde birinci elden sorumlu olan yerel birimlerin uygulama deneyimleri ile su hareketi aktivistlerinin deneyimlerini, uluslararası hareketin talep ve deneyimlerini paylaşabildikleri sempozyumda oluşan alan büyük bir öneme sahipti. Bu paylaşımın sadece sempozyuma katılanlarla sınırlı kalmaması gerekiyordu. Sempozyum kitabı sayesinde tartışmaları daha fazla kişi ve kurum ile paylaşmaya çalıştık.
      Kitabın tümüne PDF olarak buradan ulaşabilirsiniz.

       

      Su Hakkı projesinin 2011 aktiviteleri
      Su Hakkı Projesi, 2011 yılı içinde yürüteceği faaliyetler ile suyun en temel insan hakkı ve kamusal olduğunu, herkesin yeterli miktar ve kalitede suya ve su ile ilgili bilgiye, fiziksel ve ekonomik olarak eşit biçimde erişebileceğini, su hizmetlerinde dezavantajlı durumda olanlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını, temel insani ihtiyaçların karşılanması için gerekli olan miktar ve kalitede suyun ücretsiz sağlanmasını, su kaynağının yönetiminde kamu yararı ve yurttaş katılımını esas alan yapıların oluşturulması ve ekolojik dengenin korunması gerektiğini savunan alternatif yaklaşımların gelişmesini, daha fazla tartışılmasını ve alternatif uygulamaları teşvik etmeyi hedeflemektedir. Bu genel amaç çerçevesinde 2011 yılında çeşitli akitviteleri yapacağız.

      Araştırma Kitabı
      Türkiye'de su kaynaklarının ve hizmetlerinin özelleştirilmesi konusunda gittikçe hızlanan bir politika izlenmektedir. Dünya Su Forumu'nun 2009 yılında Türkiye'de yapılmış olması ve inşaat sektöründen çok sayıda firmanın bu forumda yer almasının sonuçları bugün çok daha iyi kavranmaktadır. DSİ'nin 2023 vizyonu içinde 600 hidro elektrik santral, 1700 baraj yapılması planlanmakta ve çalışmalara hız verilmiş durumdadır. Şehirlerin artan su ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için sular yataklarından borularla taşınmakta, neredeyse her bir dere üzerine ya elektrik enerjisi için, ya sulama için, içme suyu temini için ya da güvenlik gerekçesiyle barajlar kurulmak istenmektedir. Şehir içi su hizmetlerinin fiyatlarının tek bir merkezde belirlenmesine yönelik girişimler söz konusudur. Su hizmetlerinin sunumunda kamu hizmeti yaklaşımı benimsemiş, vatandaşlara ucuz ya da belli bir miktara kadar ücretsiz su temin eden yerel yönetimlerin bu alanda inisiyatiflerinin önü kesilmektedir. Zaten büyük miktarlardaki borçlar ile uluslararası su şirketlerinin ve finans kuruluşlarının girdabına terk edilen yerel yönetimler bu tür girişimler ile alternatif uygulamalardan tamamen vazgeçirilmek istenmektedir.

      Bütün bu tablo içinde su kaynaklarının ve hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı mücadeleler ve alternatif su yönetim politikaları da geliştirilmektedir. Tüm dünyada sürdürülen mücadeleler sadece özelleştirme karşıtlığı ve direniş üzerine şekillenmemektedir. Aynı zamanda bu mücadeleler alternatif su yönetim biçimlerini tartışmakta ve bu alternatifleri hayata geçirmek için ulusal, uluslararası ağlar içinde örgütlenmektedir. " Suyu bir insan hakkı" olarak kabul eden Latin Amerika ülkelerinin bazıları anayasalarında bu doğrultuda değişiklik yapmalarının yanı sıra su yönetiminde kamu katılımını esas alan yapılar oluşturmuş durumdadır. Avrupa'da havza yönetimini, kamu-kamu işbirliklerini teşvik eden özünde neoliberal politikaların karar alma süreçlerinden vatandaşları dışlayan uygulamalarına karşı alternatif yasal düzenlemeleri de talep eden girişimler bulunmaktadır.

      2011 yılında hazırlayacağımız araştırma kitabı ile hem Türkiye'de uygulanan ve uygulanmak istenen özelleştirme politikalarını eleştirel bir yaklaşımla bütünlüklü bir biçimde ele almaya hem de dünyadaki alternatif uygulamaların deneyimlerini aktarmaya çalışacağız.

      Kapasite geliştirme atölyeleri
      Su Hakkı projesinin 2010 yılı Kasım ayında Diyarbakır'da, Diyarbakır Su Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) ile birlikte ve Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği'nin ev sahipliğinde düzenlendiği "Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu"nda ağırlıklı olarak ele alınan konulardan biri de alternatif su yönetimlerinin felsefesi ve uygulama modelleriydi. Red/Vida'dan sempozyuma katılan Oscar Olivera Bolivya'da 2000 yılında suyun özelleştirmesine karşı başlayan mücadelenin kazanımlarını aktarırken verdikleri mücadelenin " kapitalist modeller aracılığıyla ellerinden alınan topraklarının, sularının, kendi karar alma süreçlerinin tekrar ele geçirme mücadelesi olduğunu" ifade etmişti. Herkese ve doğaya ait olan suyun nasıl kullanılacağına ise bizzat kullananların katılımını sağlayan, karar verme kapasitelerini geliştirecek yeni modellerin yaratılmasının sadece bir alternatif arayışı değil tarihsel bir sorumluluk olduğundan bahsetmişti. Bu modelleri yaratabilmek için su hareketinin elinde yeterli deneyim, teknik bilgi, aktivistler ve dünyayı değiştirmeye hazır insanların olduğu ve önemli olan tüm bu birikimin paylaşılmasına vurgu yapmıştı.

      Sempozyuma katılan tüm uluslararası aktivistlerin ortak vurguları su mücadelesi içinde bilgi, deneyim ve modellerin paylaşılmasının önemiydi. Türkiye'de birçok yerel yönetim ne su hareketinin uluslararası tartışma ve deneyimlerinden ne de alternatif yerel bir uygulamanın deneyimlerinden ve tecrübelerinden bugüne kadar yeterince faydalanma imkanı bulamadı. Belediyeler, merkezi su politikaları ile tek tek karşılaşmaktadırlar. Bu karşılaşmaların çoğunda ise yerelin özelliklerini gözetmeyen, şirketlerin mal ve hizmetlerini satmaya çalıştıkları, uzun yıllara yayılan büyük borçları içeren sözleşmeleri imzalamaktadırlar.

      Kapasite geliştirme atölyeleri, Diyarbakır'da yaptığımız "Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu"nun ortaya çıkardığı bir takım ihtiyaçların giderilmesi için yapılmaktadır. Merkezi olarak (uluslararası) belirlenen su politikalarına karşı alternatif modellerin üretilebilmesi için su hareketinin deneyim, bilgi ve modeller konusunda paylaşımları büyük önem taşımaktadır. Özellikle suyun idaresinde birinci derecede rol alan yerel yönetim birimleri arasında bilgi alışverişini sağlama ihtiyacı bulunmaktadır. Yerel, ulusal ve uluslararası işbirliğine dönük ağlar oluşturmak, bu ağların içinde yer almak merkezi su politikaları karşısında yerel birimleri güçlendirmektedir. Bunun için daha ileri konumda olan yerel yönetim birimlerinin kamu-kamu işbirliği çerçevesinden kendi pratiklerini diğer yerel yönetimler ile paylaşmaları bu doğrultuda atılabilecek bir adımdır. Yerel yönetimlerin alternatif su modellerini uygulayabilmeleri için ulusal su politikalarının da değiştirilmesi gerekmektedir. Bunun için çok sayıda yerel yönetimin ortaklaşabileceği alternatif merkezi su politikalarının üretilebilmesi, bu doğrultuda çalışmalar yapılması ve bu tür zeminlerin yaratılması önemlidir. Kapasite geliştirme atölyeleri ile yukarıda aktarılan ihtiyaçların giderilmesi ve alternatif modelleri uygulamak isteyen yerel birimlerin daha fazla tartışmasına, olanaklarını, olanaksızlıklarını paylaşabilmelerine hizmet etmesini hedeflenmekteyiz. Kapasite geliştirme atölyelerini GABB, DİSKİ ve Su hakkı kampanyası birlikte organize edecekler.

      Konferans
      2011 yılının son aylarında bir günlük bir konferans düzenleyeceğiz. Türkiye'nin özelleştirme politikalarını bütünlüklü olarak ele alacağımız konferansta aynı zamanda yıl içinde hazırladığımız " araştırma kitabının sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşacağız. Türkiye'deki su hareketinin 2012 yılında Marsilya'da yapılacak Alternatif Dünya Su Forumu'na daha güçlü katılım içinde kullanmayı ve konferansa çok çeşitli kesimlerin ve yerel yönetimlerin katılımını hedeflemekteyiz.

      Makaleler
      www.suhakki.org sitesi aracılığıyla, Türkiye'de ve dünyada su konulu çalışmalar yapan akademisyenler, aktivistler ve yerel yönetim uzmanlarının yazdığı makaleleri, su hakkı konulu haberleri, gelişmeleri 2011 yılında da yayınlamaya devam edeceğiz. Bu sene "musluktan temiz su içme hakkı" başlıklı özel bir dosya içinde su özelleştirmelerinin sessiz sedasız sürdürüldüğü ama her geçen gün karlılığı ve bütçesi artan şişe suyu konusunu işleyeceğiz.

       

      Dakar Deklerasyonu
      Mart ayında gerçekleştirilen Dünya Sosyal Forumu sırasında bir araya gelen su adaleti aktivistleri suyun katılımcı, adil, eşitlikçi ekolojik dengeyi gözetir nitelikte kullanılmasını içeren bir deklerasyon yayınladılar. 2012 yılında gerçekleşecek Dünya Su Forumu'na karşı alternatif çağrıda bulundular. Su Hakkı Kampanyası hazırlanan deklerasyonun imzacısı oldu. Deklerasyonun metnine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. http://www.petitiononline.com/waterday/petition.html

       

      Medyadan Haberler

      HES'lere karşı Ankara'da barikat

      Kaynak: DİHA, 10.04.2011

      Türkiye'nin birçok ilinden gelerek Ankara'da buluşan yaklaşık 7 bin yaşam savunucusu düzenledikleri mitingle AKP hükümetinin çevre katliamına neden olan HES, barajlar ve nükleer santral projelerine"hayır" dedi. Devamı...

      16 HES'e iptal kararı

      Kaynak: ZAMAN, 06 Nisan 2011
      Rize'nin Fındıklı ilçesi Çağlayan Vadisi'nin 1. derece doğal sit alanı özelliğinden çıkarılması amacıyla Danıştay'a açılan dava reddedildi. Devamı...

      Macahel Vadisi'nde yürütmeyi durdurma kararı!

      Kaynak: Zaman, 26 Mart 2011
      Rize İdare Mahkemesi, UNESCO'nun "Biyosfer Rezerv Alanı" ilan ettiği Artvin'in Borçka ilçesindeki Camili Vadisi'nde (Macahel) yapımı planlanan Düzenli Hidroelektrik Santral (HES) Devamı...

      Erzurum'un şebeke suyu 2017'de şişe sudan daha temiz olacak

      Kaynak: sondakika.com, 22 Mart 2011 Erzurum Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Remzi Ertek, su şebeke sisteminin yenilenmesinin ardından Erzurum'un içme suyunun şişe suyundan daha kaliteli olacağını söyledi. Devamı...

      MARDİN'DE ŞEBEKE SUYU KARTLI OLACAK

      Kaynak: Midyat Haber, 11 Mart 2011
      Mardin Belediye Başkanı Mehmet Beşir Ayanoğlu,vatandaşlardan suyu tasarruf kıllanmaları çağrısında bulunarak, topladıkları su parasının, su terfi istasyonlarındaki pompaların elektrik parasını karşılayamadığını söyledi. Devamı...


      Su Hakkı Kampanyası'nı Kimler Yürütüyor?

      Su Hakkı Kampanyası'nı Sosyal Değişim Derneği, Hasankeyfi Yaşatma Girişimi, Küresel Eylem Grubu ve Sosyal Demokrasi Vakfı oluşturdu. Aktiviteler Suyuma Dokunma Kampanyası'nın ve Rosa Luxemburg Vakfı'nın desteğiyle yürütülüyor.

       

      Su Hakkı Kampanyası
      http://www.suhakki.org/

      Düzenleyenler:

      Destekleyenler:

      8 Nisan 2011 Cuma

      D A V E T : Uluslararasi Nefret Suclari Konfernasi

      Irkciliga ve Milliyetcilige DurDe! Girisimi ve Sosyal Degisim Dernegi, Turkiye'de nefret suclari olgusunu besleyen kosullari sorgulamak ve nefret suclari ile nefret soylemi konusunda yerel ve uluslararasi deneyimleri paylasmak amaciyla, 15-17 Nisan 2011 tarihlerinde uluslararasi bir Nefret Suclari Konferansi duzenliyor.
      15 Nisan 2011, Cuma gunu Taxim Hill Oteli'nde acilis toplantisiyla baslayacak olan konferans, 16-17 Nisan 2011, Cumartesi-Pazar gunleri Lutfi Kirdar Kongre Merkezi'nde devam edecek. Cok sayida oturum ve atolyeden olusan konferansta sizleri de aramizda gormekten mutluluk duyacagiz.
      Konferansla ilgili ayrintilari asagida ve ekteki dosyada bulabilirsiniz.

      Program ayrintilari icin: http://konferans.nefretme.org

      Irkciliga ve Milliyetcilige DurDe! Girisimi ve Sosyal Degisim Dernegi


      ***

      Konferans konusmacilari:
      Ahmet Insel, Ayse Hur, Cengiz Algan, Ebru Kiranci, Ergin Cinmen, Ferhat Kentel, Fethiye Cetin, Firat Soyle, Geert Ates, Gulten Kaya, Hayal Koksal, Hayko Bagdat, Hilal Kaplan, Hilal Kuey, Kemal Ordek, Melek Goregenli, Mithat Sancar, Mutlu Binark, Nayat Karakose, Nil Mutluer, Oral Calislar, Orhan Kemal Cengiz, Omer Laciner, Ozlem Colak, Ragip Duran, Rober Koptas, Robert O. Trestan, Roni Margulies, Sinan Ozbek, Tankut Soykan, Turgut Tarhanli, Ulas Karan, Ulku Doganay, Umit Kivanc, Yasemin Inceoglu

      Konferans Programi:

      Acilis Kokteyli

      Tarih: 15 Nisan 2011, Cuma
      Saat: 18.00
      Yer: Taxim Hill Oteli
      Adres: Siraselviler Caddesi, No: 5, Taksim - Istanbul

      Acilis Toplantisi:
      Toplumsal bellek ve Gecmisle yuzlesme: Turkiye'de nefret suclarina ornek vakalar

      Moderator: Hayko Bagdat. Konusmacilar: Gulten Kaya (Ahmet Kaya), Ergin Cinmen (Hrant Dink), Hilal Kuey (Selendi olaylari), Orhan Kemal Cengiz (Malatya Zirve Yayinevi)

      Tarih: 15 Nisan 2011, Cuma
      Saat: 19.00
      Yer: Taxim Hill Oteli
      Adres: Siraselviler Caddesi, No: 5, Taksim - Istanbul

      Konferans 16 ve 17 Nisan, Cumartesi-Pazar gunleri Lutfi Kirdar Kongre Merkezi'nde devam edecektir.
      Program ayrintilari icin: http://konferans.nefretme.org

      5 Nisan 2011 Salı

      Eylem çağrısı, 26 nisan 2011: Nükleere izin vermeyeceğiz!

       26 Nisan 2011, Eylem çağrısı 

      HÜKÜMET DERHAL NÜKLEER ENERJİDEN VAZGEÇTİĞİNİ AÇIKLASIN!

      NÜKLEER SANTRAL KURULMASINA İZİN VERMEYELİM!

       

      Japonya önce depremle ardından Tusinami ile yerle bir oldu. Bu iki felakette doğal afetti. Bu doğal afetlerde ölenlerin, hala bulunamayanların sayılarını doğal afetin ne kadar maddi zarara yol açtığını bilebiliyoruz. Japonya halkının yaşadığı bu felaket karşısında her birimiz büyük üzüntü duyduk. Japonya'da bütün bu doğal felaketlerin ardından gelen nükleer kaza ise açık ve net olarak CİNAYETTİR. Ve bu nükleer felaketin yaratacağı olumsuzlukları hiçbir zaman net olarak bilemiyeceğiz. Bu yaşanan son facia, nükleer maceracılar için inanmak istedikleri masalın sonu oldu. Fukuşima'da binlerce insan, yayılan radyasyondan etkilendi. Etkilenmeye devam ediyor ve devam da edecek... Fukuşima'da kullanılan yakıtın bir bölümünü plütonyum-239'du. Bu maddenin yaydığı tehlike 24 bin yıl sürecek. Tüm dünya üzerindeki canlılar, nesiller boyu bu nükleer maceracıların kâr hırsının bedelini yaşamlarıyla ödeyecekDaha çok kanser vakaları, daha çok mutasyona uğramış çocuklar, hayvanlar ve radrasyon nedeniyle girilmesi yasaklanan topraklar, içilemeyen sular, yenemeyen bitkiler..Bunların her biri olacak. Olacak çünkü 1986'da Çernobil'de yaşanan nükleer kazanın yarattığı radyoaktif kirlenme nedeniyle ölü şehirlere girmek hala tehlikeli ve yasak.

       

      Şimdi nükleer kazaları "tüp gazla", "bilgisayar kullanmayla", " arabaya binmeyle" karşılaştıran hükümete, başbakana sesleniyoruz. Yalan söylüyorsunuz! Nükleer santrallerin risklerini, tehlikelerini kasden bilerek küçültmeye çalışıyorsunuz. Nükleer santrallerin tarihlerinin yıllarca etkisini sürdüren ve ölümcü kazalarla dolu olduğunu, sadece sınırlı bir bölge ya da insan grubunu değil çok geniş bir bölgeyi ve milyarlarca insanı, canlıyı etkilediğini bilmenize rağmen nükleer lobilerin, şirketlerin çıkarlarını savunuyorsunuz. Nükleer santrallerin ürettikleri tehlikeli radyoaktif atıklardan hiç bahsetmiyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde güvenli saklama koşulları bulunmayan bu atıkların yaratacağı riskler, kazaların yaratacağı riskler verdiğiniz örneklerle karşılaştırılamaz.

      Bugün Japonya'da yaşanan felaketin ardından tüm dünyada nükleer santrallerin hızla kapatılması, yenilenebilir enerji kaynakların daha yaygın kullanımı talebi için milyonlarca insan seferber olmuş durumda. Sadece geçtiğimiz hafta sonu Almanya'da 250bin kişi nükleer karşıtı gösteri yaptı. Türkiye'nin her bir yanında nükleer karşıtı eylemler yapılmakta. Başbakan bu gösteri yapanlara "aykırı, marjinal" tipler diyerek küçümse de biz doğru bildiklerimizi  çocuklarımız için, geleceğimiz için söylemeye devam edeceğiz.

       

       

      26 Nisan'da 18:30'da Galatasaray Lisesi önünde bu sese ses katalım. Nükleersiz bir dünya münkün diyelim. Akkuyu'da, Sinop'ta, Türkiye'de, dünyada nükleere izin vermeyeceğiz demek için buluşalım.

       

      Güneş, rüzgar bize YETER!

       

      Küresel Eylem Grubu

      www.kureseleylem.org

       

      19 Şubat 2011 Cumartesi

      DurDe! ve IHD Istanbul Subesi'nin basina ve kamuoyuna ortak duyurusu

      Metis Yayinlari'nin yayinladigi "Irkcilik, Ayrimcilik ve Nefret Suclari" temali ajanda tam da karsi ciktigi zihniyetin sahipleri tarafindan saldiriya ugruyor. Kitapcilar basiliyor, ajandayi sattiklari icin tehdit ediliyor.
      Bu yasakci zihniyete karsi daha once duyurdugumuz etkinligin boyutunu genisleterek; Irkciliga ve Milliyetcilige DurDe! Girisimi ve Insan Haklari Dernegi Istanbul Subesi olarak, nefret ve dusmanlik kiskirticiligina, siddet tehdidine karsi, 19 Subat 2011, Cumartesi gunu saat 15.00'da, Galatasaray Meydani'nda ortak bir basin aciklamasi yapacagiz. Basini ve irkciliga, ayrimciliga, nefret suclarina karsi olan tum dostlarimizi ortak basin aciklamamiza katilmaya davet ediyoruz.

      Irkciliga ve Milliyetcilige DurDe! Girisimi
      Insan Haklari Dernegi Istanbul Subesi


      Tarih: 19 Subat 2011, Cumartesi
      Saat: 15.00
      Yer: Galatasaray Meydani, Istanbul

      ***

      DurDe! olarak ayni icerikte Ankara'da da bir basin aciklamasi gerceklestirilecektir:

      Tarih: 19 Þubat 2011, Cumartesi
      Saat: 15.30
      Yer: Yüksel Caddesi, Ankara

      -------
      Web sitesi: www.durde.org
      E-mail: durde@durde.org
      Facebook grubu: http://www.facebook.com/durde
      Yahoo grubu: http://groups.yahoo.com/group/durde_info/

      17 Şubat 2011 Perşembe

      Kitaplar da kitabevleri de bizimdir

      Metis bu yil, "Irkcilik, Ayrimcilik ve Nefret Suclari" temalarini ele alan bir ajanda yayinladi. Ajandanin satisi ilk once, "tum faaliyetlerini ulu onderimiz Mustafa Kemal Ataturk'un cizdigi ilke ve dusunceler dogrultusunda yurutmekte" oldugunu aciklayan bir bildiriyle, Nezih Kitabevi tarafindan yasaklandi. Gazetelerde ve internet sitelerinde ajandaya karsi haksiz bir teshir ve ardindan linc kampanyasi baslatildi. Son olarak da HEPAR isimli bir Nazi partisinin uyeleri, grup halinde kitabevlerini basip, ajandanin satisini durdurmalari konusunda tehdit etmeye basladi (https://www.facebook.com/video/video.php?v=110524145689705&comments).
      Kitabevleri yetkililerini tehdit eden HEPAR uyeleri kendi cektikleri videolarda "Kimin ekmegini yiyorsunuz?", "Bu PKK yandaslarinin ajandasidir", "Turk milletine hakaret ediyorsunuz", "Bunlari kaldirmazsaniz baska yollara basvuracagiz" gibi, kendi irkci ideolojilerine uygun cumleler sarf ediyorlar. Her zaman oldugu gibi yine tek bildikleri yontemi, tehdit, hakaret ve siddeti kullaniyorlar.
      Biz bu zihniyeti taniyoruz. Dusuncelerini aciklayan Orhan Pamuk'un kitaplarini toplattirip yakan kaymakamin zihniyetidir bu. Iktidara geldiklerinde ilk isleri, Almanya'nin meydanlarinda kitap yakmak olanlarin zihniyetidir. 12 Eylul'de milyonlarca kitabi toplatan, yazar ve yayinciyi hapse atanlarin zihniyetidir.
      Karalama kampanyasinin kaynagi da zaten bu zihniyet sahiplerinin kimler oldugunu gayet acik ozetliyor:
      Yahoo gruplarinda kampanyayi baslatanlar "1966 yilinda Kara Harp Okulu ve Muadili Okullardan Mezun Subaylar" grubu. Saldirilarin merkezinde basinda eski bir askerin bulundugu ve uyeleri icin tek tip giysiler tasarlayan HEPAR adli Nazi orgutu var. Bu orgutun bayragi ve amblemini Nazilerinkiyle karsilastiran herkes benzerligi hemen gorecektir. Propaganda yazilari da jurnal ve karalama merkezi ODA TV'den yayiliyor.

      ***

      DurDe Girisimi olarak, Turkiye Yayincilar Birligi'ni, uyeleri olan Metis Yayinevi'ni savunmaya davet ediyoruz. Birligin resmi sitesinde, amaclar bolumunde yer alan (ve sonuna kadar katildigimiz) "Dusunce ve kanaatlerin soz, yazi, resim ve baska yollarla aciklama ve yayimlama ozgurlugunun onundeki engellerin kaldirilmasina calismak" ilkesinin gereklerini kendilerine hatirlatiyoruz.
      DurDe Girisimi olarak, butun demokrasi dostlarini, dusunce ve ifade ozgurlugu dusmanlarinin bu cirkin saldirilarina direnmeye davet ediyoruz.
      Metis Yayinevi ve saldiriya ugrayan kitapevleriyle dayanismak icin, butun dusunce ozgurlugu savunucularini;
      19 Subat, Cumartesi, Saat 15.00'da Istiklal Caddesi'nde "Irkciliga, Ayrimciliga ve Nefret Suclarina Karsi Ajanda"yi sokakta satmaya cagiriyoruz.

      Onlar kitaplari yirtar, biz okuruz.
      Onlar kitaplari yakar, biz yazariz.
      Onlar kitaplara saldirir, biz savunuruz.
      Kitaplar ve kitapcilar bizimdir. Bir avuc irkcinin degil.

      Irkciliga ve Milliyetcilige DurDe Girisimi
      www.durde.org
      16 Subat 2011

      ***

      Baska neler yapabilirsiniz?

      1. Turkiye Yayincilar Birligi'ne ulasip, 300 uyesinden biri olan Metis'i savunmalari hakkinda fikirlerinizi iletebilirsiniz.
      Tel: +90 212 512 5602
      Faks: +90 212 511 7794
      Websitesi: www.turkyaybir.org.tr
      E-mail: info@turkyaybir.org.tr
      2. Saldiriya ugrayan Kabalci ve Istiklal kitabevlerine gidip "Irkciliga, Ayrimciliga ve Nefret Suclarina Karsi Ajanda" almak istediginizi ve dayanisma icinde oldugunuzu soyleyebilirsiniz.
      3. Yoneticisi veya uyesi bulundugunuz site, blog, sayfa ve mail gruplarinda duyurumuzu yayginlastirip, insanlari kitaplari savunmaya cagirabilirsiniz.
      4. 19 Subat, saat 15.00'da bizimle birlikte "Irkciliga, Ayrimciliga ve Nefret Suclarina Karsi Ajanda"nin dayanisma satisina gelebilirsiniz. Bunun icin saat 14.30'da Karakedi Kultur Merkezi'nde bulusuyoruz. Adres: Istiklal Caddesi, Bekar Sokak, 16/2, Beyoglu - Istanbul.

      1 Şubat 2011 Salı

      "Yilin Irkcisi" secimi sonuclandi

      2010 yili boyunca her ay Turkiye'den "Ayin Irkcisi"ni sectik. Secimler DurDe! katilimcilarinin onerileri dogrultusunda belirlenen adaylar arasindan ve yine katilimcilarin dogrudan oylari sonucu yapildi. Bu yil ilk defa "Yilin Irkcisi"ni secmek uzere bir oylama yaptik. 2010 yilinda Ayin Irkcisi secilen 10 aday arasinda yapilan oylamada kullanilan toplam 2716 oy sonucu, Yilmaz Ozdil oylarin yuzde 19'unu alarak "2010 Yilin Irkcisi Odulu"nu kazandi.

      Ayrintili bilgi icin:
      http://www.durde.org/2011/01/yilin-irkcisi-yilmaz-ozdil/

      Irkciliga ve Milliyetcilige DurDe! Girisimi

      www.durde.org
      durde@durde.org
      www.facebook.com/durde
      www.twitter.com/DurDeTr