Marksizm 2013: Başka bir dünya için mücadeleye devam!
Dünyayı saran isyan dalgası nihayet Türkiye’ye de ulaştı. AKP’nin muhafazakâr ve piyasacı politikalarına, otoriterliğine, Başbakan’ın kibrine karşı sokağa çıkan yüzbinlerin öfkesi AKP’ye 1 Mart tezkeresinden bu yana en büyük yenilgisini yaşattı.
Taksim Gezi Parkı’nda yaşananlar, hepimizin mücadele içinde nasıl değiştiğimizi, kolektif bir direnişi nasıl mümkün hale getirdiğimizi gösterdi. Cinsiyetçilikten, milliyetçilikten, ırkçılıktan, homofobiden, İslamofobiden, militarizmden ve darbecilikten uzak bir dünyanın mümkün olabildiğini gördük. Gezi direnişinin en önemli gücü AKP’nin sokmaya çalıştığı kalıplara girmemesi oldu. Bizi darbecilikte suçlayanlara karşı “Hiç kimsenin askeri olmayacağız” dedik, dindar-laik bölünmesine düşmedik, Kürt halkıyla, LGBT bireylerle hep birlikte direndik.
Gezi direnişi gösterdi ki Fırat’ın doğusunda on yıllardır özgürlük için direnen Kürt halkının yanında olan bir hareket var. Bu hareket, 90 yıllık devlet terörü, baskı ve yasakçılığı devam ettiren AKP hükümetine başkaldırmış kitlesel özgürlükçü bir harekettir. Lice’de Medeni Yıldırım’ın öldürülmesinden sonra sokağa çıkan binlerce kişi Kürt halkının yanında olduğu ve barış istediğini haykırdı. Hepimiz, hemen şimdi barış ve özgürlük istiyoruz.
Yalnız değiliz. Mısır’da ordunun darbesine ve karşı devrimci politikalarına, Suriye’de Esad rejimine ve emperyalist müdahaleye, Avrupa’da krizin bedelini işçilere ödetmek isteyenlerin dayattığı kemer sıkma politikalarına direnenlerle birlikteyiz. İspanya’daki “öfkeliler” ile Amerika’daki Occupy eylemcileri ile aynı hayali paylaşıyoruz.
Gelin hem Gezi’de yaşadıklarımızı ve bundan sonra neler yapacağımızı konuşalım hem de dünyanın dört bir yanından gelen eylemcilerin deneyimlerini dinleyelim. Mısır’dan, Suriye’den, İngiltere’den devrimcilerle birlikte küresel mücadeleyi hep birlikte nasıl yükselteceğimizi tartışalım.