17 Aralık 2010 Cuma

DAVETLiSiNiZ: Nefret Suclari Karsiti Bulusma etkinlikleri basliyor

Nefret Suclari Karsiti Bulusma etkinlikleri basliyor

Nefret Suclari Karsiti Bulusma etkinlikleri, Sosyal Degisim Dernegi, Irkciliga ve Milliyetcilige DurDe! girisimi, cok sayida sivil toplum kurulusu, hukukcu, aydin ve sanatcinin da katilimiyla 17 Aralik, cuma gunu basliyor.
Istanbul'da saat 10.00'da, Taxim Hill Otel'de baslayacak olan etkinliklerin ilk gununde, nefret suclarinin kavramsal cercevesi ve hukuki boyutu tartisilacak. Ilk oturumda, Avrupa Guvenlik ve Isbirligi Teskilati (AGIT) temsilcisi Taskin Tankut Soykan, nefret suclarina ulusal ve uluslararasi yaklasimlar cercevesinde Avrupa'dan ornekleri ele alacak. Ikinci oturumda, Istanbul Bilgi Universitesi, Hukuk Fakultesi'nden Yrd. Doc. Dr. Asuman Aytekin Inceoglu ise nefret suclarinin tanimi ve ayirt edici ozelliklerini aktaracak. Istanbul Universitesi'nden Aras. Gor. Ulas Karan'in nefret suclari konusunda Turkiye'deki mevzuati inceleyecegi oturumun ardindan, Turkiye'de nasil bir nefret suclari mevzuati gerektigine iliskin ayrintilar tartisilacak.
Ayni gunun aksami ise nefret suclarina karsi sanatcilarin da katilimiyla bir parti ve konser duzenleniyor. Gecede sahne alacak olan gruplar ve sanatcilar arasinda, Aylin Aslim, Cem Yildiz, Kres, Malt, Ozge Fiskin, Taner Ongur & Serap Yagiz, Yasemin Goksu gibi isimler de var. Partiye giris ucretsiz olacak.
18 Aralik, cumartesi gunu devam edecek olan etkinliklerde ise, nefret suclarina karsi mucadele eden cesitli sivil toplum kuruluslari bir forumda bir araya gelecek. Forumda, olusturulmasi planlanan nefret suclari karsiti platformun kurulusu ve isleyisi ele alinacak, nefret suclari yasasi cikarilmasi dogrultusunda duzenlenecek kampanyanin ayrintilari tartisilacak.
Toplantilar ve program hakkinda genis bilgi www.sosyaldegisim.org veya www.durde.org sitelerinden edinebilir.

Sosyal Degisim Dernegi

Toplanti yeri:
Taxim Hill Oteli
Siraselviler Caddesi, No: 5, Taksim - Istanbul

Konser yeri:
Romeo Juliet
Refik Saydam Cd., Evliya Celebi Mh.
No: 15a - 17a, Beyoglu - Istanbul

Etkinlik Iletisim Bilgileri:
Sosyal Degisim Dernegi
Istiklal Caddesi, Bekar Sokak, No: 16/3, 34435 Beyoglu - Istanbul
Tel: +90-212-292 34 39 15
Faks: +90-212-292 45 50
E-posta: bilgi@sosyaldegisim.org
Web: www.sosyaldegisim.org
Facebook: www.facebook.com/SosyalDegisim
Twitter: twitter.com/sosyaldegisim
www.durde.org
www.nefretme.org

15 Aralık 2010 Çarşamba

D A V E T - Nefret Suclari Karsiti Bulusma

Nefret Suçlarý Karþýtý Buluþma
17-18 Aralýk 2010
Taxim Hill Oteli - Ýstanbul

***

++ Sempozyum

» Nefret suçlarýnýn kavramsal ve hukuki boyutu
17 Aralýk 2010, Cuma

Toplantý yeri:
Taxim Hill Oteli
Sýraselviler Caddesi, No: 5, Taksim - Ýstanbul

Toplantýlar herkesin katýlýmýna açýk ve ücretsizdir.
Program için: www.sosyaldegisim.org

***

++ Forum

» Nefret suçlarý karþýtlarý buluþuyor: Nasýl bir mücadele?
18 Aralýk 2010, Cumartesi

Toplantý yeri:
Taxim Hill Oteli
Sýraselviler Caddesi, No: 5, Taksim - Ýstanbul

Toplantýlar herkesin katýlýmýna açýk ve ücretsizdir.
Program için: www.sosyaldegisim.org

***

++ Konser & Parti
17 Aralýk 2010, Cuma

Program:
- Aylin ASLIM
- Cem YILDIZ
- KREÞ
- MALT
- Özge FIÞKIN
- Taner ÖNGÜR & Serap YAÐIZ
- Yasemin GÖKSU

Sunucu:
Vedat Özdemiroðlu

Yer: Romeo Juliet
Refik Saydam Cd., Evliya Çelebi Mh. No: 15a - 17a, Beyoðlu - Ýstanbul

Konser ücretsizdir!

-------------------

Düzenleyen:
Sosyal Deðiþim Derneði ve Irkçýlýða ve Milliyetçiliðe DurDe!
Ýstiklâl Caddesi, Bekâr Sokak, No: 16/3, 34435 Beyoðlu - Ýstanbul
Tel: +90-212-292 34 39 15
Faks: +90-212-292 45 50
E-posta: bilgi@sosyaldegisim.org
Web: www.sosyaldegisim.org
Facebook: www.facebook.com/SosyalDegisim
Twitter: twitter.com/sosyaldegisim
www.durde.org
www.nefretme.org

16 Kasım 2010 Salı

Su Hakkı Kampanyası Bülteni - 15 Kasım 2010

Su Hakkı Kampanyası Bülteni - 15 Kasım 2010

İçindekiler:

Su Hakkı Sempozyumu Yapıldı

5-6 Kasım tarihlerinde Diyarbakır’da gerçekleştirdiğimiz “ Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu”na Vandana Shiva’nın “Su Savaşları” kitabında yer verdiği “Su döngüsü hepimizi birleştirir ve suyla, barışın yönünü, özgürlük yolunu öğrenebiliriz. Açgözlülük, israf ve adaletsizlik nedeniyle çıkan su savaşlarını aşmak su demokrasilerini oluşturmak için birlikte çalışabiliriz” sözleriyle ve temennisi ile başladık.

Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi, Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği(GABB) ile örgütlediğimiz ve iki gün süren sempozyuma yaklaşık 250 kişi katıldı. Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi ve Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi’nin birçok departmanından katılımcıların yanı sıra Suruç, Iğdır, Kızıltepe, Derik, Bağlar, Dersim, Batman, Silopi, Çınar, Siirt, Bitlis, Tatvan, Bayrambaşı, Silvan, Bismil, Malazgirt Belediyelerinden katılım yoğun oldu. Jeoloji Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Tekgıda-İş,SES, Eğitim-Sen, Bat-Der, Yerel Gündem 21, Dicle Üniversitesi, Sarmaşık Derneği, STGM Diyarbakır, Selis, Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, Kürt Yazarlar Derneği’nden  ve Barış ve Demokrasi Partisi üyelerinin katılımıyla 21.yüzyılın politik ve ekonomik olarak en önemli sorunu haline gelen su konusunda iki gün süren canlı tartışmalar yaşandı.

Sempozyuma konuşmacı olarak davet ettiğimiz Bolivya’dan RED/VIDA’nın önde gelen aktivistlerinden Oscar Olivera, İtalya’dan Tomasso Fattori, İspanya’dan Jaime Morell ve Irak’tan  Bakhtyar A. Othman uluslararası su mücadelesinin deneyimleri, alternatif su yönetimi modelleri ve suyun metalaştırılmasına karşı birlikte mücadele etmenin gerekliliği üzerinde durdular. Suyun yönetiminde aktif rol alan yerel yönetimler ile suyun metalaştırılmasına karşı mücadele edenlerin bir araya geldiği sempozyumda var olan su yönetim modellerinin yerine geçebilecek alternatif modeller tartışıldı.

Suya erişimin bir yaşam hakkı olarak kabul edildiği sempozyumda, kurulan baraj ve HES’lerle, su kaynaklarının özel şirketlere kiralanmasıyla, nehir sularının kanallarla başka bölgelere taşınması ya da yönlerinin değiştirilmesiyle, tekelleşen çok uluslu su şirketlerinin kâr etmesine dayalı tüm uygulamalarla kamuya ait olan suyun ticarileştirilerek ekosistemleri, kültürleri, toplumları ve insanlığı yok ettiği oysa hayatın temeli olan suyun asla kâr elde edilen bir unsur olarak kabul edilmemesi gerektiği vurgulandı.

Su kaynaklarının demokratik ve ekolojik bir tarzda kullanılması ancak su yönetim yetkilerinin yerel yönetimler devredilmesiyle mümkün olabileceğinin kabul edildiği sempozyumda yerel yönetimlere, su hizmetlerinde özelleştirmeye karşı çıkma ve alternatif modeller uygulama çağrısı yapıldı.

Elektrik enerjisi elde etmek ya da güvenlik amaçlı kurulan barajların da aslında akarsuların fiziki varlığını büyük ölçüde değiştirdiği, su ekosistemlerini sekteye uğrattığı, bölgedeki toplulukların suya erişimini ciddi şekilde sınırlandırdığı, yerel kültürleri yok ettiği ve düşmanlıkları arttırıcı özellikleri sahip olduğu üzerine çok sayıda örneklerin aktarıldığı verilerin paylaşıldığı sunumlarda yapılan ortak çağrı  bu tür barajların yapımından hızla vazgeçilmesiydi.

Barışın en çok dillendirildiği ve en çok ihtiyaç duyulduğu, su ile tarihin ve medeniyetlerin yaratıldığı bereketli Mezopotamya topraklarında gerçekleşen “Su Hakkı Sempozyumu” başlangıç temennisine uygun bir sonuç deklarasyonu ile bitirildi. “Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu”nda yer alan tüm sunum ve tartışmaların yer alacağı bir kitapçık Su Hakkı kampanyası tarafından hazırlanacak ve bu konuda çalışma sürdüren sivil toplum kuruluşlarına yerel yönetimlere gönderilecek.

Sonuç Deklarasyonu için tıklayınız…

 

Su Hakkı Sempozyumu Fotoğrafları

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

 

Su Hakkı Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

Bizler, dünyanın farklı bölgelerinde su hakkı için mücadele eden insanlar olarak Diyarbakır’da Su Hakkı’nı savunmak için toplandık. Her insanın yeterli miktarda ve iyi kalitede suya erişimi hakkını savunuyoruz. Aynı şekilde yaşamımızın dayanağı olan doğanın da su hakkını savunuyoruz. Suya erişimin bir yaşam hakkı olduğuna inanıyoruz.

Yaşamın vazgeçilmezi olan su, herkese ve kamuya aittir. Su ve su döngüsü gezegenimizdeki canlı yaşamı için vücudumuzdaki kan gibi önemlidir. Bu yüzden suyu kaybedersek ölürüz. Bizler suyun hayatımız açısından önemini Anadolu ve Mezopotamya topraklarında yaşayanlar olarak iyi bilmekteyiz. Binyıllar önce suyun olduğu noktalara yerleşim yerleri kuruldu ve suya dayalı kültürler geliştirildi. Bizler suyun çoğulcu anlamlarını doğru kavrıyor ve tüm evrene ruh verdiğini biliyoruz. Bu nedenle suya meta veya mal olarak bakılmasını bu ruhun kaybedilmesiyle eşdeğer görmekte ve suyun metalaştırılmasını reddetmekteyiz. Hâkim olan su yönetimi politikaları; baraj ve HES’lerin yapılması, su kaynaklarının özel şirketlere kiralanması, nehir sularının kanallarla başka bölgelere taşınması, yönlerinin değiştirilmesi, tekelleşen çokuluslu su şirketlerinin kâr etmesine dayalı tüm uygulamalar suyumuzu yok ederek, ticarileştirerek, aslında içinde bulunduğumuz doğayla birlikte bizleri de yok etmektedir.

Bu nedenle bizler;

-          Su kaynaklarının ekolojik, demokratik, toplum tarafından denetlenebilir, katılımcı, sosyal adalete uygun ve ekonomik açıdan rasyonel şekilde yeniden organize edilmesi talep ediyoruz.

-          Yerel yönetimleri su hizmetlerinde özelleştirmenin karşısına çıkmaya ve alternatif modeller uygulamaya çağırıyoruz. Ülkemizde bazı kentler yıllardır başarılı şekilde alternatif yaklaşım göstererek bunun mümkün olduğunu göstermektir. Yine yerel yönetimler kendi gücüne güvenerek su alanında diğer kamu kuruluşlarıyla ortak faaliyetler geliştirmelidir. Bununla beraber yerel idareler toplumu düzenli ve kapsamlı şekilde bilgilendirmeli ve su hizmetleri konusunda alınan kararlara halkı dâhil etmelidir. Toplumsal eğitime su konusu dâhil edilmeli ve bu yerel yönetimlerin, su idarelerinin görevi olmalıdır. Bu çerçevede su konusunda yetkilerin yerele devredilmesini talep etmekteyiz. Ancak yerelleşme ile su kaynakların yönetiminin demokratik ve ekolojik olması mümkündür. Kararların havza bazında yerel yönetimlerin, mesleki kuruluşların, sendikaların, su hareketlerinin ve diğer sivil toplum kuruluşlarının ortaklığıyla alınması gerekmektedir.

-          Su idareleri her canlıya ait olan suyu insanlara en temiz ve yeterli şekilde ulaştırmakla sorumludur. Bu nedenle su idarelerinin özel şirketlere tamamen veya kısmen satılması veya ticarileşmesi mümkün olmamalıdır. Sudan kâr etme anlayışı ve bu doğrultuda atılması planlanan tüm uygulamalardan vazgeçilmeli ve insanların temel gereksinmelerini karşılayacak miktarda suyun ücretsiz sunulması yasal düzenlemelerle garanti altına alınmalıdır.

-          Barajlar kırsal alanda suya erişim açısından büyük bir risktir. Akarsuların o bölgelerinde yaşayan toplulukların suya erişimini ciddi şekilde sınırlandırmaktadır. Özelleştirmenin başka çeşidi olan barajlar, suyun fiziki varlığını önemli ölçüde değiştirerek su döngüsünü tehlike içine sokmaktadır. Bununla suyun kirletilmesi söz konusudur. Bunun dışında barajlar yerelin özelliklerini ve yerel kültürlerimizi yok etmekte ve insanları kökünden ve doğadan koparmaktadır. Ekolojik dengeyi alt üst etmektedir. Bölgesel ya da uluslararası ilişkilerde hegemonik bir güç unsuru olarak kullanılan barajlar ihtiyaç duyduğumuz barış ortamını değil, çatışmayı ve düşmanlıkları arttırmaktadır. Bunlara hizmet edecek tüm baraj projelerinden hızla vazgeçilmelidir.

-          Toplumun sağlığı açısından suyun ne kadar önemli olduğunu son yıllarda ülkemizde değişik su krizlerinde gördük. Tüm insanlara yetecek kadar nitelikli su kaynağı olmasına rağmen hala temiz suya ulaşamayan insanların olması suyun adil ve eşit bir biçimde dağıtılmamasıyla ve yönetilmemesiyle ilgidir. İklim değişiminin insanlar ve ekosistemler üzerindeki temel etkileri, su vasıtasıyla olmaktadır ve bunun var olan adaletsizliği daha da keskinleştireceği çok açıktır. İklim değişikliğini durdurmak için bir an önce yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına geçilmeli, enerji verimliliği ve tasarrufu uygulamaları yapılmalıdır. Büyük barajlardan elde edilen elektrik enerjisi ise yenilenebilir enerji kaynakları arasında görülmemelidir.

-          Doğal sit alanlarını tüm özelleştirme uygulamalarına açacak, HES’ler, maden işletmeleri, kentleşme ve enerji yatırımları önündeki tüm engelleri kaldırmayı hedefleyen TBMM’nin gündemindeki “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı”nı reddediyoruz.

Doğal kaynakların kullanımında insan ve doğanın ayrılmazlığı temelinde bütüncül bir yaklaşım benimsiyor, doğal kaynakların korunması, temel hak ve özgürlükler arasında ele alınması gerektiğini savunuyoruz. Buna uygun bütüncül bir yaklaşımla yeni bir anayasa oluşturulmasında aktif olarak katılacağımızı ve mücadele edeceğimizi açıklıyoruz.

6 Kasım 2010

Diyarbakır

 

Basında Su Hakkı Sempozyumu

Su Sorunundan Devrime

Kaynak: Radikal, 10 Kasım 2010
Tuba Kılıç
Bolivya’da su savaşının fitilini ateşleyerek Morales iktidarının da yolunu açan Oscar Olivera su hakkı için Diyarbakır’a geldi. Olivera ile Bolivya’da suyun devrime giden hikayesini konuştuk. Devamı...

Su Sempozyumu Sona Erdi

Kaynak: DİHA, 6 Kasım 2010
Diyarbakır’da düzenlenen ‘Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu, ‘Uygulanabilir alternatif su hizmet modelleri’nin tartışıldığı oturumla sona erdi. Devamı...

Çağdaş: Suyumuzun yönetimine talibiz

Kaynak: ANF, 6 Kasım 2010
AMED – Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu’nda Türkiye’de uygulanan hidro-enerji politikalarının değerlendirildiği oturumda konuşan Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) Genel Müdürü Fahrettin Çağdaş, Devamı...

Hasankeyf’i savunmak ceza nedeni

Kaynak: ANF, 5 Kasım 2010
Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu’nda konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanvekili Metin Kılavuz, ekolojik yaşamı savunmanın gittikçe riskli olduğunu kaydederek, “Ilısu Barajı’na karşı çıkmak, ömür boyu hapis cezası talebiyle yargılanmayı gerektirmiştir” dedi. Devamı...

Diyarbakır’da ‘Uluslararası Su Hakkı’ Sempozyumu

Kaynak: www.bilinclihippiler.com, 6 Kasım 2010
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Metin Kılavuz, en temel gereksinim olan suyu, işletme maliyetine kentteki insanların hizmetine sunduklarını söyledi. Devamı...

Su Hakkı Tartışıldı

Kaynak: Diyarbakır Söz, 7 Kasım 2010
DİYARBAKIR       Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi DİSKİ (Su ve Kanalizasyon İdaresi) Genel Müdürü Fahrettin Çağdaş, Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde Sümerpark’ta düzenlenen ”Uluslararası Su Hakkı” sempozyumunda yaptığı konuşmada, Devamı...

Uluslararası Su Sempozyumu!..

Kaynak: Batman Çağdaş, 8 Kasım 2010
Diyarbakır Su Kanalizasyon İşleri (DİSKİ), Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği (GABB) ve Su Hakkı Kampanyası tarafından organize edilen Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu Diyarbakır’da gerçekleştirildi. Devamı...

 

Su Hakkı Kampanyası’nı Kimler Yürütüyor?

Su Hakkı Kampanyası’nı Sosyal Değişim Derneği, Hasankeyfi Yaşatma Girişimi, Küresel Eylem Grubu ve Sosyal Demokrasi Vakfı oluşturdu. Aktiviteler Suyuma Dokunma Kampanyası’nın ve Rosa Luxemburg Vakfı’nın desteğiyle yürütülüyor.

 

Su Hakkı Kampanyası
http://www.suhakki.org/

Düzenleyenler:

Destekleyenler:

Su Hakkı Kampanyası Bülteni - 15 Kasım 2010

İçindekiler:

Su Hakkı Sempozyumu Yapıldı

5-6 Kasım tarihlerinde Diyarbakır'da gerçekleştirdiğimiz " Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu"na Vandana Shiva'nın "Su Savaşları" kitabında yer verdiği "Su döngüsü hepimizi birleştirir ve suyla, barışın yönünü, özgürlük yolunu öğrenebiliriz. Açgözlülük, israf ve adaletsizlik nedeniyle çıkan su savaşlarını aşmak su demokrasilerini oluşturmak için birlikte çalışabiliriz" sözleriyle ve temennisi ile başladık.

Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi, Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği(GABB) ile örgütlediğimiz ve iki gün süren sempozyuma yaklaşık 250 kişi katıldı. Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi ve Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi'nin birçok departmanından katılımcıların yanı sıra Suruç, Iğdır, Kızıltepe, Derik, Bağlar, Dersim, Batman, Silopi, Çınar, Siirt, Bitlis, Tatvan, Bayrambaşı, Silvan, Bismil, Malazgirt Belediyelerinden katılım yoğun oldu. Jeoloji Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Tekgıda-İş,SES, Eğitim-Sen, Bat-Der, Yerel Gündem 21, Dicle Üniversitesi, Sarmaşık Derneği, STGM Diyarbakır, Selis, Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, Kürt Yazarlar Derneği'nden  ve Barış ve Demokrasi Partisi üyelerinin katılımıyla 21.yüzyılın politik ve ekonomik olarak en önemli sorunu haline gelen su konusunda iki gün süren canlı tartışmalar yaşandı.

Sempozyuma konuşmacı olarak davet ettiğimiz Bolivya'dan RED/VIDA'nın önde gelen aktivistlerinden Oscar Olivera, İtalya'dan Tomasso Fattori, İspanya'dan Jaime Morell ve Irak'tan  Bakhtyar A. Othman uluslararası su mücadelesinin deneyimleri, alternatif su yönetimi modelleri ve suyun metalaştırılmasına karşı birlikte mücadele etmenin gerekliliği üzerinde durdular. Suyun yönetiminde aktif rol alan yerel yönetimler ile suyun metalaştırılmasına karşı mücadele edenlerin bir araya geldiği sempozyumda var olan su yönetim modellerinin yerine geçebilecek alternatif modeller tartışıldı.

Suya erişimin bir yaşam hakkı olarak kabul edildiği sempozyumda, kurulan baraj ve HES'lerle, su kaynaklarının özel şirketlere kiralanmasıyla, nehir sularının kanallarla başka bölgelere taşınması ya da yönlerinin değiştirilmesiyle, tekelleşen çok uluslu su şirketlerinin kâr etmesine dayalı tüm uygulamalarla kamuya ait olan suyun ticarileştirilerek ekosistemleri, kültürleri, toplumları ve insanlığı yok ettiği oysa hayatın temeli olan suyun asla kâr elde edilen bir unsur olarak kabul edilmemesi gerektiği vurgulandı.

Su kaynaklarının demokratik ve ekolojik bir tarzda kullanılması ancak su yönetim yetkilerinin yerel yönetimler devredilmesiyle mümkün olabileceğinin kabul edildiği sempozyumda yerel yönetimlere, su hizmetlerinde özelleştirmeye karşı çıkma ve alternatif modeller uygulama çağrısı yapıldı.

Elektrik enerjisi elde etmek ya da güvenlik amaçlı kurulan barajların da aslında akarsuların fiziki varlığını büyük ölçüde değiştirdiği, su ekosistemlerini sekteye uğrattığı, bölgedeki toplulukların suya erişimini ciddi şekilde sınırlandırdığı, yerel kültürleri yok ettiği ve düşmanlıkları arttırıcı özellikleri sahip olduğu üzerine çok sayıda örneklerin aktarıldığı verilerin paylaşıldığı sunumlarda yapılan ortak çağrı  bu tür barajların yapımından hızla vazgeçilmesiydi.

Barışın en çok dillendirildiği ve en çok ihtiyaç duyulduğu, su ile tarihin ve medeniyetlerin yaratıldığı bereketli Mezopotamya topraklarında gerçekleşen "Su Hakkı Sempozyumu" başlangıç temennisine uygun bir sonuç deklarasyonu ile bitirildi. "Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu"nda yer alan tüm sunum ve tartışmaların yer alacağı bir kitapçık Su Hakkı kampanyası tarafından hazırlanacak ve bu konuda çalışma sürdüren sivil toplum kuruluşlarına yerel yönetimlere gönderilecek.

Sonuç Deklarasyonu için tıklayınız.

 

Su Hakkı Sempozyumu Fotoğrafları

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu

 

Su Hakkı Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

Bizler, dünyanın farklı bölgelerinde su hakkı için mücadele eden insanlar olarak Diyarbakır'da Su Hakkı'nı savunmak için toplandık. Her insanın yeterli miktarda ve iyi kalitede suya erişimi hakkını savunuyoruz. Aynı şekilde yaşamımızın dayanağı olan doğanın da su hakkını savunuyoruz. Suya erişimin bir yaşam hakkı olduğuna inanıyoruz.

Yaşamın vazgeçilmezi olan su, herkese ve kamuya aittir. Su ve su döngüsü gezegenimizdeki canlı yaşamı için vücudumuzdaki kan gibi önemlidir. Bu yüzden suyu kaybedersek ölürüz. Bizler suyun hayatımız açısından önemini Anadolu ve Mezopotamya topraklarında yaşayanlar olarak iyi bilmekteyiz. Binyıllar önce suyun olduğu noktalara yerleşim yerleri kuruldu ve suya dayalı kültürler geliştirildi. Bizler suyun çoğulcu anlamlarını doğru kavrıyor ve tüm evrene ruh verdiğini biliyoruz. Bu nedenle suya meta veya mal olarak bakılmasını bu ruhun kaybedilmesiyle eşdeğer görmekte ve suyun metalaştırılmasını reddetmekteyiz. Hâkim olan su yönetimi politikaları; baraj ve HES'lerin yapılması, su kaynaklarının özel şirketlere kiralanması, nehir sularının kanallarla başka bölgelere taşınması, yönlerinin değiştirilmesi, tekelleşen çokuluslu su şirketlerinin kâr etmesine dayalı tüm uygulamalar suyumuzu yok ederek, ticarileştirerek, aslında içinde bulunduğumuz doğayla birlikte bizleri de yok etmektedir.

Bu nedenle bizler;

-          Su kaynaklarının ekolojik, demokratik, toplum tarafından denetlenebilir, katılımcı, sosyal adalete uygun ve ekonomik açıdan rasyonel şekilde yeniden organize edilmesi talep ediyoruz.

-          Yerel yönetimleri su hizmetlerinde özelleştirmenin karşısına çıkmaya ve alternatif modeller uygulamaya çağırıyoruz. Ülkemizde bazı kentler yıllardır başarılı şekilde alternatif yaklaşım göstererek bunun mümkün olduğunu göstermektir. Yine yerel yönetimler kendi gücüne güvenerek su alanında diğer kamu kuruluşlarıyla ortak faaliyetler geliştirmelidir. Bununla beraber yerel idareler toplumu düzenli ve kapsamlı şekilde bilgilendirmeli ve su hizmetleri konusunda alınan kararlara halkı dâhil etmelidir. Toplumsal eğitime su konusu dâhil edilmeli ve bu yerel yönetimlerin, su idarelerinin görevi olmalıdır. Bu çerçevede su konusunda yetkilerin yerele devredilmesini talep etmekteyiz. Ancak yerelleşme ile su kaynakların yönetiminin demokratik ve ekolojik olması mümkündür. Kararların havza bazında yerel yönetimlerin, mesleki kuruluşların, sendikaların, su hareketlerinin ve diğer sivil toplum kuruluşlarının ortaklığıyla alınması gerekmektedir.

-          Su idareleri her canlıya ait olan suyu insanlara en temiz ve yeterli şekilde ulaştırmakla sorumludur. Bu nedenle su idarelerinin özel şirketlere tamamen veya kısmen satılması veya ticarileşmesi mümkün olmamalıdır. Sudan kâr etme anlayışı ve bu doğrultuda atılması planlanan tüm uygulamalardan vazgeçilmeli ve insanların temel gereksinmelerini karşılayacak miktarda suyun ücretsiz sunulması yasal düzenlemelerle garanti altına alınmalıdır.

-          Barajlar kırsal alanda suya erişim açısından büyük bir risktir. Akarsuların o bölgelerinde yaşayan toplulukların suya erişimini ciddi şekilde sınırlandırmaktadır. Özelleştirmenin başka çeşidi olan barajlar, suyun fiziki varlığını önemli ölçüde değiştirerek su döngüsünü tehlike içine sokmaktadır. Bununla suyun kirletilmesi söz konusudur. Bunun dışında barajlar yerelin özelliklerini ve yerel kültürlerimizi yok etmekte ve insanları kökünden ve doğadan koparmaktadır. Ekolojik dengeyi alt üst etmektedir. Bölgesel ya da uluslararası ilişkilerde hegemonik bir güç unsuru olarak kullanılan barajlar ihtiyaç duyduğumuz barış ortamını değil, çatışmayı ve düşmanlıkları arttırmaktadır. Bunlara hizmet edecek tüm baraj projelerinden hızla vazgeçilmelidir.

-          Toplumun sağlığı açısından suyun ne kadar önemli olduğunu son yıllarda ülkemizde değişik su krizlerinde gördük. Tüm insanlara yetecek kadar nitelikli su kaynağı olmasına rağmen hala temiz suya ulaşamayan insanların olması suyun adil ve eşit bir biçimde dağıtılmamasıyla ve yönetilmemesiyle ilgidir. İklim değişiminin insanlar ve ekosistemler üzerindeki temel etkileri, su vasıtasıyla olmaktadır ve bunun var olan adaletsizliği daha da keskinleştireceği çok açıktır. İklim değişikliğini durdurmak için bir an önce yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına geçilmeli, enerji verimliliği ve tasarrufu uygulamaları yapılmalıdır. Büyük barajlardan elde edilen elektrik enerjisi ise yenilenebilir enerji kaynakları arasında görülmemelidir.

-          Doğal sit alanlarını tüm özelleştirme uygulamalarına açacak, HES'ler, maden işletmeleri, kentleşme ve enerji yatırımları önündeki tüm engelleri kaldırmayı hedefleyen TBMM'nin gündemindeki "Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı"nı reddediyoruz.

Doğal kaynakların kullanımında insan ve doğanın ayrılmazlığı temelinde bütüncül bir yaklaşım benimsiyor, doğal kaynakların korunması, temel hak ve özgürlükler arasında ele alınması gerektiğini savunuyoruz. Buna uygun bütüncül bir yaklaşımla yeni bir anayasa oluşturulmasında aktif olarak katılacağımızı ve mücadele edeceğimizi açıklıyoruz.

6 Kasım 2010

Diyarbakır

 

Basında Su Hakkı Sempozyumu

Su Sorunundan Devrime

Kaynak: Radikal, 10 Kasım 2010
Tuba Kılıç
Bolivya'da su savaşının fitilini ateşleyerek Morales iktidarının da yolunu açan Oscar Olivera su hakkı için Diyarbakır'a geldi. Olivera ile Bolivya'da suyun devrime giden hikayesini konuştuk. Devamı...

Su Sempozyumu Sona Erdi

Kaynak: DİHA, 6 Kasım 2010
Diyarbakır'da düzenlenen 'Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu, 'Uygulanabilir alternatif su hizmet modelleri'nin tartışıldığı oturumla sona erdi. Devamı...

Çağdaş: Suyumuzun yönetimine talibiz

Kaynak: ANF, 6 Kasım 2010
AMED - Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu'nda Türkiye'de uygulanan hidro-enerji politikalarının değerlendirildiği oturumda konuşan Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) Genel Müdürü Fahrettin Çağdaş, Devamı...

Hasankeyf'i savunmak ceza nedeni

Kaynak: ANF, 5 Kasım 2010
Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu'nda konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanvekili Metin Kılavuz, ekolojik yaşamı savunmanın gittikçe riskli olduğunu kaydederek, "Ilısu Barajı'na karşı çıkmak, ömür boyu hapis cezası talebiyle yargılanmayı gerektirmiştir" dedi. Devamı...

Diyarbakır'da 'Uluslararası Su Hakkı' Sempozyumu

Kaynak: www.bilinclihippiler.com, 6 Kasım 2010
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Metin Kılavuz, en temel gereksinim olan suyu, işletme maliyetine kentteki insanların hizmetine sunduklarını söyledi. Devamı...

Su Hakkı Tartışıldı

Kaynak: Diyarbakır Söz, 7 Kasım 2010
DİYARBAKIR       Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi DİSKİ (Su ve Kanalizasyon İdaresi) Genel Müdürü Fahrettin Çağdaş, Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde Sümerpark'ta düzenlenen "Uluslararası Su Hakkı" sempozyumunda yaptığı konuşmada, Devamı...

Uluslararası Su Sempozyumu!..

Kaynak: Batman Çağdaş, 8 Kasım 2010
Diyarbakır Su Kanalizasyon İşleri (DİSKİ), Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği (GABB) ve Su Hakkı Kampanyası tarafından organize edilen Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu Diyarbakır'da gerçekleştirildi. Devamı...

Su Hakkı Kampanyası'nı Kimler Yürütüyor?

Su Hakkı Kampanyası'nı Sosyal Değişim Derneği, Hasankeyfi Yaşatma Girişimi, Küresel Eylem Grubu ve Sosyal Demokrasi Vakfı oluşturdu. Aktiviteler Suyuma Dokunma Kampanyası'nın ve Rosa Luxemburg Vakfı'nın desteğiyle yürütülüyor.

 

Su Hakkı Kampanyası
http://www.suhakki.org/

Düzenleyenler:

Destekleyenler:

8 Temmuz 2010 Perşembe

Mahkeme sandığıma dokunma! - 8 Temmuz Perşembe, 18.30 Galatasaray Lisesi önü

Mahkeme sandığıma dokunma!

8 Temmuz 2010 Perşembe, saat 18.30
Galatasaray Lisesi Önü

Anayasa Mahkemesi, 12 Eylül'de gerçekleşecek anayasa değişikliği referandumu kararını  açıklayacağı gün sokaklarda olacağız demiştik.

Bu akşam 20.00'de Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç beklenen açıklamayı yaptı.

Mahkeme aldığı kararla kendini meclisin üstüne koyarak anayasal bir suç işledi.

Yüksek yargıyla ilgili maddeler törpülendi ve yargının demokratikleşmesi engellendi.

Şimdi çağrımızı yeniliyor, hükümeti ve meclisi, yargı darbesine boyun eğmemeye çağırıyoruz.

Anayasa referandumunun geleceği ne hükümete ne de meclise bırakılamaz.

Demokrasiyi halk, tüm darbelerin ve 12 Eylül'ün mağdurları olarak hepimiz savunmalıyız.

Yargı darbesine dur demeliyiz.

Eğer yeni bir yargı darbesi gerçekleşmişse demokrasiyi ve yeni bir anayasayı sokakta savunacağız demiştik, bugün Haşim Kılıç paketi esastan görüştüklerini açıklayarak işledikleri suçu itiraf etti ve bir kez daha kendilerini seçilmiş hükümetin, meclisin üzerinde gördüklerin gösterdi.

Şimdi herkesi Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı karşısında yarın Anayasa Paketi'ne " Yetmez ama EVET" demek ve anayasa referandumu planlandığı tarihte 12 Eylül'de yapılmalıdır talebimize güç vermek için 8 Temmuz 2010 Perşembe günü saat 18.30'da vuvuzelalarla Galatasaray Meydanı'nda buluşmaya davet ediyoruz.

Mahkeme elini siyasetten çek!

YETMEZ AMA EVET KAMPANYASI

http://www.yetmezamaevet.com
Iletişim: 0536 519 54 06

29 Haziran 2010 Salı

Su Hakkı Kampanyası - ASF toplantıları

Su Hakkı Kampanyası ASF Bülteni - 28 Haziran 2010

İçindekiler:

Avrupa Sosyal Forumu kapsamında düzenleyeceğimiz su hakkı etkinlikleri

Su Hakkı Kampanyası olarak, Türkiye'den ve yurtdışından çeşitli kuruluşlarla 1-4 Temmuz 2010'da düzenlenecek Avrupa Sosyal Forumu çerçevesinde 3 toplantı gerçekleştiriyoruz. Suyun özelleştirilmesini, Türkiye'nin doğayı gözetmeyen baraj politikalarını, mücadeleleri ve alternatifleri tartışacağımız toplantılara sizleri de bekleriz.

1 Temmuz, Perşembe, saat: 16:00
Baraj Politikaları; Enerji Sektöründe Özelleştirme ve Su Hegemonyası
Konuşmacılar:
Sebahat Tuncel (İstanbul BDP Milletvekili)
İlker Karayılan ( Küresel Eylem Grubu)
Ercan Ayboğa ( Rosa Luxemburg Vakfı)
Moderatör: Atilla Aydemir (Sosyal Demokrasi Vakfı)
Türkçe, İngilizce çeviri yapılacak.

2 Temmuz, Cuma, saat : 09:00
- Mücadeleler, Stratejiler ve Alternatifler- Özel Şirketleri Su Hizmetleri Dışında Nasıl Tutacağız?
Konuşmacılar;
Leslie Franke
Akın Birdal (BDP Diyarbakır Milletvekili)
Guillemo Amorebieta (ABSA, Arjantin)
Moderatör: Serhat Resul (Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi)
Türkçe, İngilizce, İspanyolca çeviri yapılacak.

2 Temmuz, Cuma, saat: 13:00
-Su Hakkı - Su Hizmetlerinin Özelleştirilmesinde Mevcut Durum
Konuşmacılar:
Guillemo Amorebieta (ABSA, Arjantin)
Annette Groth (Alman Sol Parti Milletvekili)
Ümit Şahin (Yeşiller Partisi)
Moderatör: Wasilis von Rauch (Rosa Luxemburg Vakfı)
Türkçe, İngilizce, İspanyolca çeviri yapılacak.

Not: Tüm toplantılarımız İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Kampüsü'nde gerçekleşecektir.

 

Su Hakkı Kampanyası Açık Radyo'daydı

Nuran Yüce ve Serhat Resul, Açık Radyo - Sosyal Hareketler Gündemi programında Atilla Aydemir ve Seçil Türkkan'ın konuğuydu. 23 Haziran'da yapılan programda Su Hakkı Kampanyası’ndan, ASF’deki etkinliklerinden ve Diyarbakır sempozyumundan bahsedildi. Programı http://sosyalhareketlergundemi.com/2010/06/24/su-hakki-kampanyasi-avrupa-sosyal-forumu/ bağlantısından, yada aşağıdaki bağlantıdan dinleyebilirsiniz.

Sosyal Hareketler Gündemi 23.06.2010

 

Su Hakkı Kampanyası’nı Kimler Yürütüyor?

Su Hakkı Kampanyası’nı Sosyal Değişim Derneği, Hasankeyfi Yaşatma Girişimi, Küresel Eylem Grubu ve Sosyal Demokrasi Vakfı oluşturdu. Aktiviteler Suyuma Dokunma Kampanyası’nın ve Rosa Luxemburg Vakfı’nın desteğiyle yürütülüyor.

 

Su Hakkı Kampanyası
http://www.suhakki.org/

Düzenleyenler:

Destekleyenler:

12 Haziran 2010 Cumartesi

Su Hakkı Kampanyası Haziran Bülteni

Su Hakkı Kampanyası Bülteni - 11 Haziran 2010

İçindekiler:

Su Hakkı Kampanyası Başladı

Yaşamın temel yapı taşı olan su, politik ve ekonomik olarak da 21. Yüzyılın en önemli konularından biri olmaya aday. Dünyanın artan nüfusu, zaten sınırlı olan içilebilir su kaynaklarının hızla kirlenmesi, HES ve baraj inşaatlarıyla ekolojik dengenin bozulması vs. ile suyun önemi giderek artmakta ve dünyanın her tarafında su konulu toplantılar, etkinlikler, eylemlilikler yapılmaktadır.

Kullanılabilir, temiz su kaynaklarının sınırlı oluşu nedeniyle su, yaşamsal açıdan giderek daha fazla önem kazanırken birileri de bunu bir kâr vesilesi haline getirmek için kolları sıvamakta. Suyun özelleştirilmesi, bu bakış açısının ürünüdür. Dahası suyun özelleştirilmesi bugün basitçe sudan para kazanmanın ötesinde bir varlık/yokluk sorununa dönüşmüş bulunmaktadır: suyun bir yaşam hakkı olarak tanınması ile bir meta olarak ele alınması gerektiğini düşünenler arasındaki makas her geçen gün açılmaktadır. Büyük su tekellerinin desteğini alan hükümetler birbiri ardına yeni özelleştirme yasaları çıkarır ve su firmaları bundan para kazanırken, milyonlarca insan için içme suyuna ulaşmak her geçen gün daha fazla zorlaşmaktadır.

Milyonlarca insan temiz, kullanılabilir suya ulaşmakta sıkıntı çeker ve dolayısıyla hayatını idame ettirmekte zorlanırken, özellikle sınır aşan sular devletler nezdinde “stratejik” bir baskı ve şantaj aracı olarak görülmektedir. Yani su, bir yandan tüm canlılar için vazgeçilmez bir yaşamsal madde iken, bazıları içinse politik bir argüman, dahası bir “silah” haline gelmiştir.

Su Hakkı Kampanyası için su; bütün hesapların, taktiklerin, stratejilerin ötesinde, vazgeçilmez bir “yaşam hakkı”dır ve bütün canlıların suya erişim hakkı dokunulmazdır. Bu nedenle de suyun bir silah veya politik bir baskı aracı olarak kullanılması kabul edilemeyeceği gibi, ticari bir meta olarak alınıp satılması da kabul edilemez. Bugün artık kanıksanmış olsa dahi, suyun satılması, havanın satılmasıyla eşdeğer, onun kadar kabul edilemezdir.

Elbette nüfusun hızla arttığı, zaten sınırlı olan içme suyu kaynaklarının hızla tükendiği, kirlendiği bir dünyada birilerinin, bu hızla artan su ihtiyacından kâr etmek istemesi beklenir. Zira mevcut sistemde azalan her şeyin bir “pazar” karşılığı vardır. Tıpkı öldürülen, öldürüldükçe sayıları azalan kimi hayvan türlerinin, tam da bu azalmadan ötürü bir “pazar” değeri kazanmaları gibi. Ama zaten bu nedenle, yani suyun azalması ve suya erişimin gittikçe zorlaşması nedeniyle suyun satılmasına, ticari bir meta olarak ele alınmasına karşı çıkmak, Su Hakkı Kampanyası’nın temel felsefesidir.

Su Hakkı Kampanyası, dünyada ve Türkiye’de suyun özelleştirilmesine, ticari bir meta olarak ele alınmasına;  yeni HES’ler ve barajlar inşa ederek doğanın tahrip edilmesine, ekolojik dengenin bozulmasına karşı çıkan herkes için bir adres olmak, çığlıkların duyulabileceği bir platform olmak için çaba göstermektedir. Bunun için, suyun kullanımı ve su kaynaklarının korunması, suyun satılabilir bir meta değil de bir yaşam hakkı olarak tanınması için düşünen, harekete geçen herkesin katkısını beklemektedir.

Neler yapıyoruz?

Su Hakkı kampanyası, suyun satılabilir bir mal veya bir tüketim maddesi olarak tanımlanmasına karşı, suyun bir yaşam hakkı olduğu ilkesinden hareketle 2010 yılında aşağıdaki aktiviteleri düzenleyecek.

www.suhakki.org sitesi aracılığıyla, Türkiye’de ve dünyada su konulu çalışmalar yapan akademisyenler, aktivistler ve yerel yönetim uzmanlarının yazdığı makaleleri, su hakkı konulu haberleri, gelişmeleri yayınlayacağız.

Yine su hakkı konusunda broşür, kitap, makale gibi çalışmaları yayınlayıp bunları ilgililere ulaştıracağız.

5-6 Kasım 2010 tarihlerinde Diyarbakır’da, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliği ve Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği’nin katkısı ve ulaşacağımız diğer belediyelerle birlikte yerel yönetimlere dönük, somut ve uygulanabilir alternatif su politikaları oluşturmak amacıyla bir uluslar arası Su Sempozyumu düzenleyeceğiz.

Su Hakkı Kampanyası'nı Kimler Yürütüyor?

Su Hakkı Kampanyası'nı Sosyal Değişim Derneği, Hasankeyfi Yaşatma Girişimi, Küresel Eylem Grubu ve Sosyal Demokrasi Vakfı oluşturdu. Aktiviteler Suyuma Dokunma Kampanyası'nın ve Rosa Luxemburg Vakfı'nın desteğiyle yürütülüyor.

Nasıl Katılabilirim?

Su Hakkı Kampanyası'na katılmak veya etkinliklerden haberdar olmak için bilgi@suhakki.org adresiyle irtibata geçebilir, yada suforumu@googlegroups.com iletişim listesine üye olabilirsiniz.

 

www.suhakki.org Web Sitesi Açıldı

Artık http://www.suhakki.org/ adresi üzerinden kampanyamıza ulaşabilirsiniz. www.suhakki.org'da su hakkı konusunda yazılmış makalelere, broşürlere ve kitaplara, basında su konusunda çıkmış haberlere yer vereceğiz.

 

Avrupa Sosyal Forumu kapsamında düzenleyeceğimiz su hakkı etkinlikleri

Su Hakkı Kampanyası olarak, Türkiye'den ve yurtdışından çeşitli kuruluşlarla 1-4 Temmuz 2010'da düzenlenecek Avrupa Sosyal Forumu çerçevesinde 3 toplantı gerçekleştireceğiz. Toplantıların isimleri ve konuşmacıları şunlar:

1 Temmuz, Perşembe, saat: 16:00
-Baraj Politikaları; Enerji Sektöründe Özelleştirme ve Su Hegemonyası
Konuşmacılar:
Sebahat Tuncel (İstanbul BDP Milletvekili)
İlker Karayılan ( Küresel Eylem Grubu)
Ercan Ayboğa ( Rosa Luxemburg Vakfı)
Moderatör: Atilla Aydemir (Sosyal Demokrasi Vakfı)

2- Temmuz, Cuma, saat : 09:00
- Mücadeleler, Stratejiler ve Alternatifler- Özel Şirketleri Su Hizmetleri Dışında Nasıl Tutacağız?
Konuşmacılar;
Leslie Franke
Osman Baydemir ( Diyarbakır Büyük Şehir Belediye Başkanı)
Guillemo Amorebieta ( ABSA, Arjantin)
Moderatör: Serhat Resul ( Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi)

2 Temmuz, Cuma, saat: 13:00
-Su Hakkı - Su Hizmetlerinin Özelleştirilmesinde Mevcut Durum
Konuşmacılar:
Guillemo Amorebieta (ABSA, Arjantin)
Annette Groth ( Alman Sol Parti Milletvekili)
Ümit Şahin (Yeşiller Partisi)
Moderatör: Wasilis von Rauch ( Rosa Luxemburg Vakfı)

 

Basından haberler

ÖDENMEYEN TEDAVİ GİDERLERİ, SU BORCU İLE TAKAS EDİLECEK
Yerel yönetimlerde görevli kişilerin belediyelerce ödenmeyen tedavi giderleri, hastanelerin aynı belediyeye olan su borcu ile takas edilecek.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=989780&title=odenmeyen-tedavi-giderleri-su-borcu-ile-takas-edilecek

BELEDİYE İKİ KERE SU PARASI TAHSİL ETTİ
Bankadan otomatik su faturası tahsilatı için talimat veren su abonelerinden aynı fatura iki kere tahsil edilince, durumun farkına varan vatandaş soluğu Bolu Belediyesi’nde aldı.
http://www.bolununsesi.com/icerik/haber.asp?id=17188

BELEDİYE KAÇAK SU KULLANIR MI?
İHA-Ankara'da eşine az rastlanır, ‘bu kadarına da pes' dedirten bir olay yaşandı. Park sularken kaçak boru döşediği ve kaçak su kullandığı tespit edilen bir ilçe belediyesi, Büyükşehir Belediyesi'ne ceza ödemeye mahkum oldu.
http://www.internethaber.com/ankara/belediye-kacak-su-kullanir-mi-250037h.htm

TARİHİ KİĞI KALESİ'Nİ HİDROELEKTRİK BARAJI İÇİN DİNAMİTLE PATLATIYORLAR
Yasadigimiz cografyada hem  DOGA hem TARIH katliami. Sessizmi kalalim ?
Bingöl'ün tarihî Kiğı Kalesi, dinamitlerle patlatılıyor. Kalenin kayalık zemininden sökülen taşlarla, baraj inşaatı yapılıyor.
http://www.taraf.com.tr/haber/49360.htm

111 ÖĞRETİM ÜYESİ: ILISU BARAJI TAMAMEN DURDURULSUN
İSTANBUL - Boğaziçi Üniversitesi'nden 111 öğretim üyesi, imzaladıkları ortak bildiriyle hükümete 'IlısuBarajı projesi tamamen durdurulsun' çağrısı yaptı. Bildiride AKP hükümetinin Hasankeyf'i sulara gömecek barajda ısrar etmemesi, yerli finans kuruluşlarının da projeye destek vermemesi istendi.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=989183&Date=02.04.2010&CategoryID=85

CLAUDİA ROTH, HASANKEYF’TE 1m² TOPRAK SATIN ALIYOR
BATMAN - Hasankeyf'i ziyaret eden Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, Almanya'da Türk okulunun açılması için anlaşan Başbakan Erdoğan ve Angela Merkel'in Hasankeyf'i kurtarmak için de anlaşmalarını istedi. Roth, ayrıca sembolik olarak Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir ile birlikte 1 metrekare toprak satın alacaklarını söyledi.
http://www.habercek.com/index.php?option=com_content&task=view&id=19082&Itemid=57

'ALLİNOİ ANTİK KENTİ YOK OLMASIN'
Uluslararası Frontinus Cemiyeti Başkanı'ndan başbakan Erdoğan ve Bakan Günay'a mektup var...
Uluslararası Frontinus Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. Hans Mehlhorn, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a yazdığı mektupta, İzmir'in Bergama ilçesinde inşa edilen Yortanlı Barajı'nın su toplamaya başlamasıyla, Roma döneminden kalan en iyi korunmuş termal tedavi merkezi olma özelliği taşıyan 1800 yıllık Allianoi Antik Kenti'nin sular altında kalacağını ifade ederek, yardım istedi.
www.akarsuhareketleri.org

AVRUPA’DA MUNZUR BARAJLARINA KARŞI GİRİŞİM KURULDU‏
Özgür Munzur Girisimi (Free Munzur Initiative)
Dersim'de (Tunceli-Türkiye) barajlarin yapilmasina karsi Avrupa'da
girisim kuruldu!
13.03.2010
www.freemunzur.org

HASANKEYF’İ KURTARALIM… AKBANK VE GARANTİ BANKASI’NA YAZALIM!
Uygarlık tarihinin bize mirası Hasankeyf… Yukarı Mezopotamya’nın kalbi, dünyanın önemli kültür ve doğa mirası… 12 bin yıllık geçmişe sahip bu yerleşim yeri Ilısu Barajı suları tehlikesinde…
2009 yılın Temmuz ayında uzun soluklu ve renkli bir kampanya sonucu Almanya, Avusturya ve İsviçre hükümetleri kredi teminatını ve ardından üç Avrupalı bankanın kredisini geri çekmesiyle kurtuldu düşünülen Hasankeyf ve Dicle Vadisi halen yok olmayla karşı karşıya. Şimdi Türk bankaları kendi topraklarındaki bu eşsiz kültür ve doğayı suya gömecek krediye onay vermekle projenin finansını sağlamak istiyor. Hem de sözde doğacı ve kültürel çalışmaları ile ön plana çıkan Akbank ve Garanti Bankası’nın desteğiyle...
Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi olarak bizler bu duruma sessiz kalmayıp, Akbank ve Garanti Bankası’na karşı kampanya başlattık. Başlatılan bu kampanyaya tarihine, doğasına ve insanına saygılı, bu iki bankada hesabı olan şahıs, duyarlı herkes ve bu iki bankayla sözleşmeleri olan tüm kuruluşların aktif katılımını bekliyoruz. Hazırladığımız imza metinleri duyarlılar ve müşteriler için ayrı ayrı düzenlenmiş. Ekte bulunan bu imza metinleri ayrıca şu internet sayfasından da indirilebilinir: www.hasankeyfgirisimi.com
Ayrıca http://kampanya.hasankeyfgirisimi.com/ sitesindeki imza kampanyasına katılabilirsiniz.
Güçlü bir katılım ile Akbank ve Garanti Bankası’nı kamuoyunda deşifre edip geri adım atmasını sağlayalım. Unutmayalım ki paradan önce doğa, insan ve kültür gelir...

DİKİLİ BELEDİYE BAŞKANI VE MECLİS ÜYELERİ BERAAT ETTİ
Hürriyet
11/06/2010
Dikili İlçesi'nde oturanlara, 10 tona kadar kullandıkları suyu bedava verdiği, belediye çalışanlarına da yüzde 50 indirimli tarife uyguladığı için 'görevi kötüye kullanmak' suçundan yaklaşık 2 yıldır Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yargılanan Dikili Belediye Başkanı CHP'li Osman Özgüven ve belediye meclis üyeleri beraat etti.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14255466.asp
 
BALTAYLA HES NÖBETİ
Radikal
01/04/2010
Çayeli ilçesine bağlı Çataldere köyündeki hidroelektrik santralı (HES) inşaatının Rize İdare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma kararına rağmen devam ettiğini öne süren Senoz Vadisi Koruma Platformu sözcüsü Sinan Akçal, elinde balta ile nöbet tutuyor.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=989006&Date=01.04.2010&CategoryID=85

 

Düzenleyenler:

Destekleyenler:

29 Nisan 2010 Perşembe

1 Mayis'ta birlikte yuruyelim!

Darbeye, irkciliga, yoksulluga karsi, Kurt halkiyla dayanismak icin

1 Mayis'ta birlikte yuruyelim!

Son donemde butun tartismalarin temelinde Ergenekon, darbe, Kurt sorunu ve darbecilere karsi, demokrasiden, ozgurluklerden yana mucadele bolunmesi yer almaktadir. Ucuncu bir yolun mumkun olmadigi bu bolunmede tek basina bir demokrasi savunusu olamayacagi gibi tek basina bir isci haklari savunusu da gercekci degildir. Ergenekon'un dagitilmasi ve darbecilerin yargilanmasi amaclanmadan isci hareketinin kazanim elde etme sansi yoktur. Bugun demokrasi mucadelesi ve neoliberal politikalara karsi mucadele birlikte verilmelidir.

Devrimci Sosyalist Isci Partisi (DSIP)

Is-iklim-adalet-baris-ozgurluk diyenleri
1 Mayis'ta yanyana durmaya, birlikte yurumeye cagiriyor.

1 Mayis'ta 09.00'da Sisli Meydani'nda

"darbeye, irkciliga, yoksulluga karsi, Kurt halkiyla dayanismak icin
BIRLESEN ISCILER YENILMEZLER"

pankartinin arkasinda bulusuyoruz.

iletisim icin: 0536 335 10 19
www.dsip.org.tr
www.dsip.org.tr/contact

23 Nisan 2010 Cuma

NUKLEERE, HES'LERE, KOMURE KARSI - 25 NiSAN KADIKOY MiTiNGiNE

Iklim degisikligini hizlandiran, insan sagligini ve dogayi tehdit eden enerjilere

NUKLEERE, HES'LERE, KOMURE KARSI
25 NISAN KADIKOY MITINGINE

Komurlu termik santrallere, Akkuyu'da ve Sinop'ta nukleere hayir demek icin. Karadeniz'in, Ege'nin ve Akdeniz'in derelerini kurutan, vadilerini yok eden HES'leri durdurmak icin. Munzur'da, Hasankeyf'de ve Allianoi'de dogayi ve tarihi sular altinda birakan barajlara karsi cikmak icin. Dogayi ve yasami yok eden enerji yatirimlarina ve diger projelere karsi sesimizi yukseltmek icin. Cernobil nukleer felaketinin 24. yilinda dogayi ve yasami tehdit eden enerji uretim bicimlerine karsi sesimizi yukseltiyor ve 25 Nisan gunu Kadikoy meydaninda toplaniyoruz.

"NUKLEER IS-TE-MI-YO-RUZ", " BASKA BIR ENERJI MUMKUN" KEG pankartinin arkasinda, saat 11:30'da Tepe Nautilus'un onunde bulusalim.

www.kureseleylem.org
kureseleylemgrubu@gmail.com

21 Nisan 2010 Çarşamba

Bu aci BIZIM acimiz. Bu yas HEPIMIZIN.

Bu aci BIZIM acimiz. Bu yas HEPIMIZIN.

1915'te, nufusumuz henuz 13 milyonken, bu topraklarda 1,5 - 2 milyon Ermeni yasiyordu. Trakya'da, Ege'de, Adana'da, Malatya'da, Van'da, Kars'ta... Samatya'da, Sisli'de, Adalar'da, Galata'da...
Mahalle bakkalimiz, terzimiz, kuyumcumuz, marangozumuz, kunduracimiz, yan tarladaki rencberimiz, degirmencimiz, sinif arkadasimiz, ogretmenimiz, subayimiz, emir erimiz, milletvekilimiz, tarihcimiz, bestekarimiz... Arkadaslarimizdilar. Kapi komsularimiz, dert ortaklarimizdilar. Trakya'da, Ege'de, Adana'da, Malatya'da, Van'da, Kars'ta... Samatya'da, Sisli'de, Adalar'da, Galata'da..
24 Nisan 1915'te "gonderilmeye" baslandilar. Onlari kaybettik. Artik yoklar. Cok buyuk cogunlugu aramizda yok. Mezarlari bile yok. "Buyuk Felaket"in vicdanlarimiza yukledigi "Buyuk Aci" ise olanca agirligiyla VAR. 95 yildir buyuyor.
Bu "Buyuk Aci"yi yureginde hisseden butun Turkiyelileri 1915 kurbanlarinin anisi onunde saygiyla egilmeye cagiriyoruz. Siyahlar icinde, sessizce. Ruhlarina yakacagimiz mumlarla, ciceklerle...
Cunku bu aci BIZIM acimiz. Bu yas HEPIMIZIN.

24 Nisan 2010
19.00
Taksim Meydani, Tramvay Duragi

Cagricilar:
Ahmet Insel, Ali Bayramoglu, Asli Erdogan, Avi Haligua, Ayhan Bilgen, Ayla Yildirim, Aysin Yesilay Inan, Ayse Batumlu, Aysegul Devecioglu, Baskin Oran, Cafer Solgun, Cengiz Aktar, Cengiz Algan, Deniz Zarakolu, Dilek Gokcin, Dogan Tarkan, Eren Keskin, Erol Koroglu, Ferhat Kentel, Fethi Inan, Fethiye Cetin, Garo Paylan, Gulten Kaya, Hakan Tahmaz, Halil Berktay, Hayko Bagdat, Hilal Kaplan, Hurriyet Sener, Ipek Calislar, Ismail Erdogan, Jale Mildanoglu, Kadir Cangizbay, Kerem Oktem, Kutlug Ataman, Lale Mansur, Leman Yurtsever, Levent Sensever, Mahir Gunsiray, Mehmet Demir, Mithat Sancar, Nese Duzel, Nil Mutluer, Orhan Miroglu, Osman Koker, Ozturk Turkdogan, Perihan Magden, Roni Margulies, Semra Somersan, Sezgin Tanrikulu, Sirri Sureyya Onder, Sanar Yurdatapan, Senol Karakas, Tamar Nalci, Tanil Bora, Turgay Ogur, Ufuk Uras, Umit Kardas, Umit Kivanc, Vivet Kanetti, Yalcin Ergundogan, Yaman Yildiz, Yasemin Congar, Yildiz Onen, Zeynep Gambetti, Zeynep Tanbay.

http://www.buacihepimizin.org/

Bilgi: 0535-885 76 15

18 Nisan 2010 Pazar

DAVET - MARKSiZM 2010 22-23-24 Nisan - Istanbul

MARKSIZM 2010
22-23-24 Nisan
Bilgi Universitesi Dolapdere Yerleskesi � Istanbul

Marksizm 2010 hakkinda
Marksizm tartismalari 1992'den bu yana yapiliyor. DSIP ev sahibi, ancak kursuyu farkli mucadele ve geleneklerden gelenlerle paylasiyor.
Her bir toplanti 1 saat 15 dakika suruyor. Sunuslarin ardindan tum katilimcilar soz alarak tartisabiliyor. Toplantilara katilmak icin bir davetiye almaniz yeterli.
(Taksim Ataturk Kultur Merkezi onunden duzenli olarak servis kalkmaktadir.)


22 Nisan PERSEMBE
15.00-16.15 - Sosyalizm ve din (Omer Laciner � Ferhat Kentel �Volkan Akyildirim)
17.00-18.15 - 21. yuzyilda emperyalizm ve kuresel politikalar (Yildiz Onen � Stefan Bornost Almanya sol parti (Die LInke) ve Marx21 Editoru � Ali Bilge)
19.00-20.30 - Darbeler, demokrasi ve ozgurluk mucadelesi (Yildiray Ogur � Kerem Kabadayi � Avi Haligua)

23 Nisan CUMA
11.00-12.15 - Kemalizm ve sol (Senol Karakas � Mete Tuncay)
13.00-14.15 - Cinsiyetcilik ve kadinlarin kurtulusu (Ozden Donmez � Nurdan Duvenci)
13.00-14.15 - Yunanistan: Kriz ve direnisin dersleri (Yorgo Pittas (SEK- Sosyalist Isci Partisi- Yunanistan) � Ersin Tek)
Bu toplanti Anti-kapitalist ogrenciler ve DSIP�in evsahipliginde gerceklesiyor.
15.,00-16.15 - Trocki�den sonra trockizm (Tolga Tuzun � Ayse Demirbilek)
15.00-16.15 - Ozgurluk bir hayal mi? Harun Tekin (Meltem Oral - Dogan Tarkan)
17.00-18.15 � Sosyalizm ve demokrasi mucadelesi (Ahmet Insel - Roni Margulies)
19.00-20.30 - Kurt sorunu cozuluyor mu? (Ayse Batumlu (DOH) � Sebahat Tuncel (BDP Istanbul milletvkili) - Dogan Tarkan)
Bu toplanti Demokrasi ve Ozgurluk Hareketi (DOH) ve DSIP�in ev sahipliginde gerceklesiyor

24 Nisan CUMARTESI
11.00-12.15 - Karl Marks�in devrimci fikirleri (Sinan Ozbek - Senol Karakas)
13.00-14.15 - 1915�den 2010�a Ittihatci zihniyet neden degismiyor? (Hayko Bagdat � Pakrat Estukyan - Canan Sahin)
(Bu toplanti DurDe ve DSIP�in ev sahipliginde gerceklesiyor)
13.00-14.15 - Baska dunyalar: Bilimkurgu ve gelecek elestirisi (Bulent Somay)
15.00-16.15 - Dunyada Yeni Sol: Almanya ve Yunanistan deneyleri � Yunanistan (Stefan Bornost Almanya sol parti (Die LInke) ve Marx21 Editoru - Yorgo Pittas - SEK- Sosyalist Isci Partisi - Yunanistan)
17.00-18.15 - Ozgurlugu birlikte kazanalim - Nasil bir mucadele oneriyoruz? (Hayko Bagdat, Bulent Somay, Metin Kilinc - Batman Tekel iscisi, Mucteba Kilic, Ozden Donmez)

Ayrintili bilgi icin: http://marksizmfestivali.org/
Kayit ucreti: 5 YTL�dir.
Iletisim: 0536 335 10 19 � 0539 982 22 17, Iletisim@ marksizmfestivali.org
DSIP Istanbul Il Orgutu: Istiklal cad. Bekar sok. 16/4 - Beyoglu

7 Ocak 2010 Perşembe

YETMEZ AMA EVET - Mahkeme sandığıma dokunma!

Mahkeme sandığıma dokunma!

Anayasa Mahkemesi, 12 Eylül'de gerçekleşecek anayasa değişikliği referandumu kararını açıklayacak.

CHP'nin iptal başvurusunu kabul edip görüşen mahkeme demokrasiyi çiğniyor.

11 yargıç kendini seçilmiş hükümetin ve meclisin üstünde görüyor.

Hepimizin karşı olduğu 12 Eylül anayasasına dayanarak darbe hukuku işletiliyor.

Mahkeme referandumu iptal eder ya da anayasa değişikliği paketinin özünü oluşturan yargıdaki oligarşik yapının değiştirilmesine ilişkin hükümleri düşürürse demokratikleşmenin önü kesilecek.

Yeni, sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa hayal olarak kalmaya devam edecek.

Hükümeti ve meclisi, yargı darbesine boyun eğmemeye çağırıyoruz.

Anayasa Mahkemesi'nin kararı tanınmamalı, anayasa referandumu planlandığı tarihte 12 Eylül'de yapılmalıdır.

Anayasa referandumunun geleceği ne hükümete ne de meclise bırakılamaz.

Demokrasiyi halk, tüm darbelerin ve 12 Eylül'ün mağdurları olarak hepimiz savunmalıyız.

Yargı darbesine dur demeliyiz.

Anayasa Mahkemesi'nin kararını açıkladığı gün sokakta olacağız.

Mahkeme halkın demokrasiden yana olan isteğini gözönüne alır ve CHP'nin iptal başvurusu reddederse bu kararı kutlayacağız.

Eğer yeni bir yargı darbesi gerçekleşmişse demokrasiyi ve yeni bir anayasayı sokakta savunacağız.

Herkesi Anayasa Mahkemesi'nin kararını açıkladığı gün saat 18.30'da vuvuzelalarla Galatasaray Meydanı'nda buluşmaya davet ediyoruz.

Gelir misin?

YETMEZ AMA EVET KAMPANYASI

http://www.yetmezamaevet.com