29 Ağustos 2014 Cuma

Diyarbakır’da Holokost, önyargılar ve ayrımcılık hakkında seminer - Kayıtlar başladı...

» Lütfen yaygınlaştırmamıza yardımcı olunuz...



• Diyarbakır'da Holokost, önyargılar ve ayrımcılık hakkında seminer

​Sosyal Değişim Derneği, Anne Frank House ve ABD Holocaust Memorial Museum işbirliği ile​ 27​ ve ​28​ ​Eylül 2014 tarihlerinde ​Diyarbakır Sümerpark Ortak Yaşam Alanı, Çocuk Destek Merkezi sergi ve eğitim salonunda gerçekleştirilecek olan bu eğitim seminerleri, Anne Frank'ın insanlığa bıraktığı mirası kullanarak, toplumda temel insan hakları bilincinin gelişimine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.


Seminer hakkında: Katılımcılara, tarihte ayrımcılık, Holokost (soykırım) ve önyargıların nelere yol açabileceği konusunda, ulusal ve uluslararası düzeyde geliştirilmiş yeni eğitim teknikleri tanıtılacaktır. Geçmişteki ayrımcılıklar gözden geçirilerek, günümüz toplumlarında ayrımcılık ve önyargının oluşumu ve bunun sonuçları ele alınacaktır. Aktif katılım içeren seminerde, katılımcılar karşılıklı etkileşimle çalışmalar gerçekleştirecek ve ileride kendi çalışmalarında kullanabilecekleri materyaller sağlanacaktır. 

​» Ayrıntılı bilgi için: http://goo.gl/FpeMGU

»​ ​Seminer programını indirmek için tıklayın [Adobe Acrobat - PDF formatında, 183 KB]


Detaylı bilgi için: Gonca Şahin
E-posta: 
gonca.sahin@sosyaldegisim.org




Bu proje Hollanda Kraliyeti Matra Fonu tarafından finanse edilmektedir.



​++
Sosyal Değişim Derneği
++​

» Bize mesaj yollamak için tıklayın
» Listeden ayrılmak için nefretsuclari-unsubscribe@lists.riseup.net adresine bir mail at
ınız​



26 Ağustos 2014 Salı

Basın Açıklaması: Yahudilere yönelik ırkçı saldırılara “Dur” diyoruz!



Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Yahudilere yönelik ırkçı saldırılara "Dur" diyoruz!


Son dönemde Yahudi yurttaşlarımıza yönelik çeşitli kesimler tarafından sistematik bir şekilde yaygınlaştırılan ırkçı nefret propagandasını endişeyle izliyoruz. Bu bağlamda İsrail devletinin Gazze'de gerçekleştirdiği kanlı saldırılar bahane edilerek, Türkiyeli Yahudilere yönelik artan nefret söylemi ve bu söylemin tetikleyebileceği ırkçı saldırılara dikkat çekmek istiyoruz. Başta medya olmak üzere, kamu görevlileri ve siyasetçiler bu konuda büyük sorumluluk taşımaktadır. Bu bakımdan son günlerde iktidar partisi milletvekilleri de dâhil olmak üzere, siyasetçilerin antisemitizmi besleyen demeçleri endişe verici boyuta ulaşmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Yahudilerin ülkeyi terk etmelerini istemeye kadar varan, ırkçı bir propagandanın bazı antisemitist çevreler tarafından sinagoglara yönelik saldırı tehditlerine dönüşmesi ve bu tehditler karşısında kamu görevlilerinin sessiz kalmasının hukuk devleti anlayışıyla bağdaşması mümkün değildir.

Kısa bir süre önce bir linç kampanyası daha başlatıldı. Yahudi vatandaşların ülkeyi terk etmeleri için mühlet verecek kadar haddini aşan, sinagoglara karşı eylem ve saldırı çağrısında bulunan bu saldırgan tutum, kamuoyunda destek bulamayınca, çifte vatandaşlığı bulunan Yahudilerin vatandaşlıktan çıkarılması için bir imza kampanyasına dönüştü. "İnsanlık suçu işleyen katillerin" cezalandırılmasını talep ettiği izlenimi oluşturan bu kampanyanın asıl amacı, Yahudi vatandaşların bu ülkedeki insanca yaşama haklarını ellerinden almaktır.

Bu tür saldırılar, yaşam hakkı, ayrımcılık yasağı ve inanç özgürlüğü başta olmak üzere, temel insan haklarını ihlale davet çıkarmak anlamına gelmektedir. Bu sistematik saldırıların ifade özgürlüğünün sınırlarını aşan ırkçı nefret suçlarına dönüştüğü açıktır. Bu çerçevede yetkilileri derhal gerekli tedbir ve önlemleri almaya çağırıyoruz.

İnsanları başta etnik köken ve inançları olmak üzere farklılıklarından dolayı hedef gösteren ve ötekileştiren antisemitist söylemlerin arttığı bugünlerde, her kurum ve kişiyi yaptıkları açıklama ve eylemlerde dikkatli olmaya davet ediyoruz. Şiddet çağrısı ve nefret içerikli ırkçı propaganda ve kampanyaların derhal sona erdirilmesini talep ediyoruz.

 

Irkçılığa ve antisemitizme "Dur" de! 

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Platformu




+++++++


Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe

​ Platformu


» DurDe Facebook sayfası

» DurDe Twitter sayfası

» Bize mesaj yollamak için tıklayın...

» Listeden ayrılmak için durde-unsubscribe@lists.riseup.net  adresine (listeye kayıt olduğunuz e-posta adresinden) bir mail atmanız yeterli. Şayet listeden ayrılmakta sorun yaşarsanız, bize bu linkten mesaj atabilirsiniz.


8 Ağustos 2014 Cuma

Suriyeli Sığınmacılarla Dayanışma Yürüyüşü'ne katılım ve destek çağrısı

Suriyeli sığınmacılar kardeşimizdir! 
Kardeşime dokunma!



Suriyeli sığınmacılara karşı artan ırkçı ve ayrımcı saldırılara karşı duyarlı tüm sivil toplum kuruluşları ve bireyleri  Suriyeli Sığınmacılarla Dayanışma Yürüyüşü'ne destek olmaya ve katılmaya çağ
​​ı
rıyoruz
.

Irkçı saldırılara son!
Suriyeli sığınmacılar kardeşimizdir!
 

Tarih: 9 Ağustos 2014, Cumartesi
Yer: Tünel Meydanı (Galatasaray Meydanı'na yürünecek)
Saat: 17.00
Düzenleyen: Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Platformu

» Çağrı mentinin tamamı için tıklayın...
» Facebook etkinlik sayfası için tıklayın...



+++++++

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe

» DurDe Facebook sayfası
» DurDe Twitter sayfası
» Bize mesaj yollamak için tıklayın...
» Listeden ayrılmak için durde-unsubscribe@lists.riseup.net adresine (listeye kayıt olduğunuz e-posta adresinden) bir mail atmanız yeterli. Şayet listeden ayrılmakta sorun yaşarsanız, bize bu linkten mesaj atabilirsiniz.


4 Ağustos 2014 Pazartesi

Suriyeli Sığınmacılarla Dayanışma Yürüyüşü'ne destek çağrısı

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Platformu tarafından düzenlenen Suriyeli Sığınmacılarla Dayanışma Yürüyüşü'nün çağrı metni aşağıdadır.
Yürüyüşe ve çağrıya destek veren kurumların isimlerini durde@durde.org adresine yollamalarını rica ediyoruz.

DurDe




Suriyeli sığınmacılar kardeşimizdir! Kardeşime dokunma!

 

Ankara, Maraş, Antep, Kayseri, Mudanya ve Urfa…

Suriye’de yaklaşık 200 bin kişinin öldüğü iç savaş ortamından kaçıp Türkiye’ye sığınanlar, birçok yerde saldırıya uğruyor.

Suriyelilerin evleri taşlanıyor, kundaklanıyor. Bazı yerlerde yerel yetkililer Suriyelileri sürüyor, bazı yerlerde ise polis saldırgan grupları, "Mesajınız alınmıştır" diyerek "sakinleştiriyor". Saldırganlara ise hiçbir yaptırım uygulanmıyor.

Irkçı gruplar, Suriyeliler yüzünden halkın işsiz kaldığını, sığınmacıların “huzurlarını kaçırdıklarını” ileri sürerek, yaygın önyargıları tetikleyerek saldırılara zemin hazırlıyor; linç girişimlerini örgütlüyor.

Medya, bir yandan Suriyeliler yüzünden “esnafın kan ağladığını” anlatan haberlerle ırkçılığı besliyor; bir yandan ise saldırıları “gerginlik”, “mahalle halkının tepkisi” şeklinde yansıtarak ırkçılığı meşrulaştırıyor.

Avrupa’da da neo-Nazi mülteci ve göçmen düşmanlarının argümanları aynı: “İşlerimizi elimizden alıyorlar”, “Suç içliyorlar”, “Kültürümüzü yok ediyorlar”, “Etrafa rahatsızlık veriyorlar”.

Toplumsal sorunların kaynağını göçmenlerde aramak ırkçılıktır. Suriyeli sığınmacılar kanlı bir iç savaşın sivil mağdurlarıdır.

Akrabalarını, eşlerini, evlerini, mallarını ve mülklerini terk ederek, Türkiye’ye sığınan on binlerce Suriyeli kayıt dışı olarak, asgari ücretin çok altında ücretlerle, günde 16 saate yakın çalıştırılıyor.

Türkiye’de işsizliğin, yoksulluğun sebebi Suriyeli sığınmacılar değil; Suriyelileri ucuz işgücü olarak sömürenlerdir.

Hükümet, Suriyelilerin mülteci statüsünü tanımayarak, onlara “misafir” diyerek uluslararası sözleşmeler ve insan hakları normlarından kaynaklanan temel haklarını göz ardı ediyor.

Sığınmacılara yönelik ırkçı saldırganlığa karşı çıkmak, hükümetten sığınmacıların koşullarını hızla iyileştirmesini ve mülteci haklarını tanımasını talep etmek için 9 Ağustos Cumartesi günü, saat 17.00’de, İstanbul Tünel Meydanı’nda buluşarak, Galatasaray Meydanı’na yürüyoruz.

 

Irkçı saldırılara son!

Suriyeli sığınmacılar kardeşimizdir!

 

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Platformu

 

 

 

Tarih: 9 Ağustos 2014, Cumartesi

Yer: Tünel Meydanı (Galatasaray Meydanı’na yürünecek)

Saat: 17.00

2 Ağustos 2014 Cumartesi

Türkiye'de Roman Soykırımı ilk kez bir açık hava etkinliğiyle anıldı




Türkiye’de Roman Soykırımı ilk kez bir açık hava etkinliğiyle anıldı


Roman Soykırımı, İstanbul'da Sıfır Ayrımcılık Derneği ile Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Platformu’nun ortaklaşa düzenlediği bir etkinlikle anıldı.

 

Avrupalı Romanların yaşadığı en büyük trajedi olan Roman Soykırımı’nın kurbanları, Roman sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve ırkçılık karşıtı aktivistler tarafından İstanbul’da anıldı. Anma etkinliği, Avrupa Irkçılık Karşıtı Taban Örgütleri Hareketi’nin (EGAM) örgütlü olduğu 30 Avrupa ülkesiyle eş zamanlı olarak gerçekleşti.

Etkinliği düzenleyen kurumlar adına basın metnini okuyan Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı Elmas Arus, “Türkiye’de bu konuda çok az şey biliniyor. Bu nedenle de soykırım mağdurlarının anısını yaşatmak; soykırımla ilgili bilgileri daha geniş kesimlerle paylaşmak önemli bir görev olarak önümüzde duruyor,” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Tıpkı Avrupa’da olduğu gibi, bugün Türkiye’de de Romanlara yönelik ayrımcılık yaygın. İstihdam, barınma ve eğitim gibi kamu hizmetlerinden gereği gibi yararlanamamalarının yanı sıra, “kentsel dönüşüm” gibi merkezinde insan olmayan, rant paylaşımına yönelik projelerle Roman vatandaşların yaşam alanları da ellerinden alınıyor; tam bir yoksulluğa mahkum ediliyor.”

Arus sözünü, o döneme ilişkin gerçekleri ortaya çıkarmak ve yaygınlaştırmak, gerek Avrupa’da gerekse Türkiye’de ırkçılık ve ayrımcılığa karşı verilen mücadelenin bir gereği. Zira soykırımın inkârı veya göz ardı edilmesi, soykırım mantığının sürmesi anlamına gelmektedir,” diyerek bitirdi.

 

Basın açıklamasının tam metni:

Roman Soykırımı’nın Kurbanlarını Saygıyla Anıyoruz

 

Bugün burada, Roman sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve ırkçılık karşıtı aktivistler olarak Nazilerin İkinci Dünya Savaşı sırasında Romanlara yönelik gerçekleştirdiği soykırımın kurbanlarını saygıyla anmak üzere toplandık. İnsanlığa karşı işlenen en büyük suçlardan biri olan Holokost’un Yahudi, rejim karşıtları, engelliler, eşcinseller gibi milyonlarca kurbanı arasında Romanlar da bulunmasına rağmen, özellikle Türkiye’de bu konuda çok az şey biliniyor. Bu nedenle de soykırım mağdurlarının anısını yaşatmak; soykırımla ilgili bilgileri daha geniş kesimlerle paylaşmak önemli bir görev olarak önümüzde duruyor. 

Nazilerin 1933 yılında iktidara gelmelerinin öncesinde Romanları hedef alan çok sayıda ayrımcı yasa zaten yürürlükteydi. Nazi rejimi bu yaygın önyargılar ve ayrımcı uygulamaları daha sistematik hale getirdi.

Romanlar, Nazi rejimi tarafından “üstün Aryan ırkının” biyolojik saflığına ve gücüne bir tehdit oluşturan “asosyal” ve “aşağı ırk” olarak görüldü. Bu nedenle de adım adım bir “etnik temizlik” uygulamaya konuldu. Nazilerin iktidarının ilk yılında Romanların çalışma ve sosyal yaşam alanları daraltıldı. Yasaklar her geçen gün arttı ve sonunda önce gettolarda yaşama zorlandılar, ardından da ölüm kamplarında katledildiler.

Nazi rejimi tarafından gerçekleştirilen soykırım, binlerce yıldır Avrupa’da yaşamakta olan Romanların karşı karşıya kaldığı en büyük trajedi oldu. 1933 – 1945 yılları arasında 500 bin civarında Roman katledildi; çok daha fazlası zulme uğradı. Soykırım, ırkçılık ve milliyetçiliğin varabileceği en vahşi yanını ortaya çıkardı.

Ne yazık ki Avrupa’da Romanlara yönelik ayrımcılık Nazi rejiminin yenilgisiyle son bulmadı. Roman kadınlarının rızaları olmadan kısırlaştırılmasından, Roman toplulukların gettolarda yaşamaya zorlanmalarına kadar birçok ayrımcı uygulama yakın tarihe kadar sürdü. Çek Cumhuriyeti ve Fransa gibi birçok Avrupa ülkesinde Roman vatandaşlara yönelik kurumsal ayrımcılık günümüzde de devam ediyor.

Alman devleti savaş sonrası Nazi zulmünün mağduru Yahudilere tazminat ödemiş olmasına karşın, Romanlar bundan yararlanamadı. Roman Soykırımı Alman devleti tarafından ancak 1982 yılında tanındı. Günümüzde Avrupa’nın birçok ülkesinde Roman Soykırımı yaygın olarak anılmaya ve Soykırım anıtları dikilmeye başlandı. Türkiye’de ise soykırım ne kamu kurumları ne de Hükümet nezdinde tanınmış veya gündeme alınmış değil.

Tıpkı Avrupa’da olduğu gibi, bugün Türkiye’de de Romanlara yönelik ayrımcılık yaygın. İstihdam, barınma ve eğitim gibi kamu hizmetlerinden gereği gibi yararlanamamalarının yanı sıra, “kentsel dönüşüm” gibi merkezinde insan olmayan, rant paylaşımına yönelik projelerle Roman vatandaşların yaşam alanları da ellerinden alınıyor; tam bir yoksulluğa mahkum bırakılıyor. Üstelik bu uygulamalar yerel yönetimler gibi kamu kurumları tarafından gerçekleştiriliyor. Irkçıların hedefi olan Romanlar, Selendi örneğinde olduğu gibi linç girişimlerine maruz kalıyor; mağdur olmalarına karşın, bir suçlu gibi sürgüne yollanıyor.

Roman Soykırımı, Avrupa tarihinin önemli bir kesitini oluştururken, günümüzde Romanlara yönelik ayrımcı uygulamalar ancak bu tarihsel arka plan göz önüne alınarak anlaşılabilir. Bu nedenle o döneme ilişkin gerçekleri ortaya çıkarmak ve yaygınlaştırmak, gerek Avrupa’da gerekse Türkiye’de ırkçılık ve ayrımcılığa karşı verilen mücadelenin bir gereği. Zira soykırımın inkârı veya göz ardı edilmesi, soykırım mantığının sürmesi anlamına gelmektedir.

Bu bağlamda Soykırım kurbanı Romanları saygıyla anarken, günümüzde Roman vatandaşlara yönelik sürmekte olan ayrımcılıkla mücadele konusunda kararlı olduğumuzun altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

 

Sıfır Ayrımcılık Derneği

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Platformu



--
Sent from Gmail Mobile

1 Ağustos 2014 Cuma

2 Ağustos: Roman Soykırımı'nın kurbanlarını anıyoruz




1933 ve 1945 yılları arasında on binlerce Avrupalı Roman (Roma ve Sinti), Nazi zulmünün kurbanı oldu. Uzun yıllar maruz kaldıkları ön yargıların yanı sıra, Romanlar, Nazi rejimi tarafından “üstün Aryan ırkının” biyolojik saflığına ve gücüne bir tehdit oluşturan “asosyal” ve “aşağı ırk” olarak görüldü. İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler ve işbirlikçileri on binlerce Romanı kadın, çocuk, yaşlı demeden katletti. Naziler tarafından öldürülen Romanların sayısının 500 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir.


Auschwitz-Birkenau ölüm kampında Romanların tutulduğu bölümün (“Gypsy Camp”) kapatıldığı tarih olan 2 Ağustos, Dünya Roman Soykırımı’nı Anma Günü olarak Kabul edilmektedir.


Türkiye’de ilk defa bir açık hava etkinliğiyle anılacak olan Roman Soykırımı kurbanları için 2 Ağustos 2014, Cumartesi günü, Galatasaray Meydanı’nda bir araya geleceğiz.

Roman Soykırımı kurbanlarını anmak ve günümüzde ayrımcılığa uğramaya devam eden Romanlarla dayanışmak üzere herkesi etkinliğe bekliyoruz.

 

Sıfır Ayrımcılık Derneği

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Platformu

 

Tarih: 2 Ağustos 2014, Cumartesi

Saat: 19.00

Yer: Galatasaray Meydanı, İstiklal Caddesi, İstanbul




+++++++

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe
Platformu

» DurDe Facebook sayfası
» DurDe Twitter sayfası
» Bize mesaj yollamak için tıklayın...
» Listeden ayrılmak için durde-unsubscribe@lists.riseup.net adresine (listeye kayıt olduğunuz e-posta adresinden) bir mail atmanız yeterli. Şayet listeden ayrılmakta sorun yaşarsanız, bize bu linkten mesaj atabilirsiniz.