26 Şubat 2019 Salı

Edirne’de Eğitmenler ve Gençler için Holokost, Demokrasi ve İnsan Hakları Eğitimi

 
 

Edirne'de Eğitmenler için Holokost ve İnsan Hakları Eğitimi

 

Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği (SEHAK) ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR) iş birliği ile gerçekleştirilecek olan bu seminer, Anne Frank'ın insanlığa bıraktığı mirası kullanarak, toplumda insan hakları bilincinin gelişimine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

Eğitim hakkında: Katılımcılara, tarih, Holokost (Soykırım) ve insan hakları eğitimi konularında, ulusal ve uluslararası düzeyde geliştirilmiş materyaller ve eğitim metotları tanıtılacaktır. Tarihi olaylar ve insan hakları ihlalleri gözden geçirilerek, günümüz toplumlarında ayrımcılık ve ön yargıların oluşumu ve bunun sonuçları ele alınacaktır. Aktif katılım içeren seminerde, katılımcılar karşılıklı etkileşimle çalışmalar gerçekleştirecekler ve katılımcılara ileride kendi çalışmalarında kullanabilecekleri materyaller sağlanacaktır. Eğitimin sonunda Katılım Sertifikası verilecektir.

 

» Kimler katılabilir: Tarih, Holokost, insan hakları, demokrasi, ayrımcılık, kültürler arası diyalog alanlarında eğitim veren herkese açıktır.

 

» Eğitim tarihi: 23 Mart 2019 tarihinde tam gün olarak gerçekleştirilecektir. Saat: 10.00 – 18.00

» Son Başvuru Tarihi: 17 Mart 2019, Pazartesi

» Başvuru formu: https://goo.gl/g25E49

» Facebook Etkinlik sayfası: https://goo.gl/gbE8CN

 

» Ayrıntılı bilgi: https://goo.gl/7s6oxL  

» Bilgileri Acrobat formatında indirmek için: https://goo.gl/j5CAoA

 

 

***

 

Edirne'de Gençler için Demokrasi ve İnsan Hakları Eğitimi

 

Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği (SEHAK), Amsterdam merkezli Anne Frank House ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR) iş birliği ile geliştirilen bu eğitim konsepti ve içeriğinde, günümüz toplumlarında ayrımcılık ve ön yargıların oluşumu ve bunun sonuçları ele alınmakta, insan hakları bilincinin ve demokratik değerlerin güçlendirilmesi hedeflenmektedir. Aktif katılım içeren seminerde, katılımcılar karşılıklı etkileşimle çalışmalar gerçekleştirecektir. Eğitimin sonunda Katılım Sertifikası verilecektir.

 

» Kimler katılabilir: Tarih, Holokost, insan hakları, ayrımcılık, kültürler arası diyalog ve demokrasi alanlarına ilgi duyan 18-30 yaş aralığındaki herkese açıktır.

 

» Eğitim tarihi: 24 Mart 2019 tarihinde tam gün olarak gerçekleştirilecektir. Saat: 10.00 – 18.00

» Son Başvuru Tarihi: 17 Mart 2019, Pazar

» Başvuru formu: https://goo.gl/x8z53u

» Facebook Etkinlik sayfası: https://goo.gl/4tudY4

 

» Ayrıntılı bilgi: https://goo.gl/HeZhqr

» Bilgileri Acrobat formatında indirmek için: https://goo.gl/AZ9CYM

 

***

 

Başvurular ve Eğitimle İlgili Sorularınız için: Özden Dönmez

» E-posta: ozdendonmez@gmail.com

» Telefon: 0536 335 1019

 

 

 

 

» Düzenleyen ve Destekleyen:

Bu etkinlik, Avrupa Birliği tarafından finanse edilmekte, Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği ve paydaşları tarafından düzenlenmektedir.

 

 

 

» Proje paydaşlarımız:

  • Anne Frank House (Amsterdam, Hollanda);
  • The International Association for Intercultural Education (Londra, İngiltere);
  • Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR), İstanbul Bilgi Üniversitesi;
  • Sosyal Güçlendirme için Spor ve Beden Hareketi Ağı (BoMoVu);
  • Bağımsız Araştırma, Bilgi ve İletişim Derneği (Babil);
  • Avlaremoz Platformu.

 

 

» İletişim:

Web sitesi: https://www.sehak.org ve http://www.anne-frank.org.tr

E-posta adresi: bilgi@sehak.org

SEHAK Facebook sayfası: https://www.facebook.com/sehak.tr

Anne Frank Türkiye Facebook Sayfası: https://www.facebook.com/anne.frank.turkiye

 

 







+++ Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği (SEHAK) +++

» Web sitesi: www.sehak.org/
» Facebook sayfası: www.facebook.com/sehak.tr/
» Twitter sayfası: twitter.com/SehakTr/
» Bize mesaj yollamak için: www.sehak.org/contact/
» Mail Listemize katılmak isterseniz, listeye kayıt olmak istediğiniz e-posta adresinden şu adrese bir mail atarak, SYMPA adresinden gelen maili yanıtlayın: humanrights-subscribe@lists.riseup.net
» Listeden ayrılmak isterseniz, listeye kayıt olduğunuz e-posta adresinden şu adrese bir mail atmanız yeterli: humanrights-unsubscribe@lists.riseup.net

22 Şubat 2019 Cuma

"Irkçılığa hayır, hepimiz göçmeniz" kampanyası aktvist toplantısı, 27 Şubat, Çarşamba, 19.00,

"Irkçılığa hayır, hepimiz göçmeniz" kampanyası aktvist toplantısı


27 Şubat Çarşamba, saat 19:00

Sibel Erduman (uluslararası ırkçılık karşıtı hareketin mücadele deneyimleri) 

Yer: Hevi LGBTİ derneği

Adres: Balo Sok. No: 1, Kat: 5, Daire 5 - Beyoğlu

İletişim: 0 (555) 637 24 50


"Irkçılığa hayır, hepimiz göçmeniz" kampanyası aktvist toplantılarının dördüncüsünü 27 Şubat Çarşamba günü düzenliyor.


Toplantının girişinde kampanyamızın aktivistlerinden Sibel Erduman, uluslararası ırkçılık karşıtı hareketin mücadele deneyimlerini anlatacak.


Toplantıda 16 Mart 2019'da Uluslararası Irkçılık Karşıtı Gün'de tüm dünyayla birlikte Türkiye'de de göçmenlere yönelik ırkçılığa karşı ses çıkarmak için yapılacak etkinlikler de planlanacak. 


https://www.facebook.com/events/1969382403356798/ 







» DurDe Platformu

» Facebook sayfası: www.facebook.com/DurDe.Platformu/
» Twitter sayfası: twitter.com/DurDeTr/
» Bize mesaj yollamak için: durdeduyuru@gmail.com
» Listeye kayıt için: Listeye kayıt olmak istediğiniz e-posta adresinden şu adrese bir mail atın: durde-subscribe@lists.riseup.net ve ardından "SYMPA" adresinden gelen e-postayı, bir şey yazmadan yanıtlayın
» Listeden ayrılmak için: Listeye kayıt olduğunuz e-posta adresinden şu adrese bir mail atın: durde-unsubscribe@lists.riseup.net

19 Şubat 2019 Salı

Hepimiz göçmeniz, ırkçılığa hayır kampanyası basın açıklaması: Irkçılığa taviz yok!

Irkçılığa taviz yok!
Cizre Spor deplasmana geldiği Antalya'da ırkçı saldırılara maruz kaldı. 
Müsabaka başlamadan önce sahada 'Ölürüm Türkiye' şarkısı eşliğinde taraftarlar Cizrespor aleyhine ırkçı tezahüratlarda bulundu.

Antalya'da Serik Belediye Spor maçında Spor Toto 3. Lig ekiplerinden Cizre spor ilk golü attı. 

Ayrıca, maçta Cizre Spor 1-0 öndeyken, skor tabelasına Türkiye bayrağı konuldu.

Müsabaka sonrası Cizre Spor'un 3 oyuncusu ve kaleci hocası darp edildi.

Hakemin verdiği sarı ve kırmızı kartlardan dolayı Cizre Spor'un 3 oyuncusu da gelecek hafta oynanacak Trabzon 1461 Spor müsabakasında cezalı duruma düştü.

Maç sonucu 1-1 olurken taraftarlar saha dışına çıkan oyunculara saldırdı. 

Bu ırkçı saldırılara en başta futbolcular karşı olmalıdır.

Futbol şimdi unutulmuş olsa da bir dayanışma sporudur. 

Tüm dünyadaki otoriterleşme, aşırı sağcılığın ve milliyetçi akımların yükselişi bu ırkçı ortamı hayatın her alanında yeşertmeye devam ediyor.

Tüm siyasetçileri, nefretin ve ırkçılığın yeşerdiği zemini kurutmak için ayrımcılığa karşı koşulsuz tavır almaya çağırıyoruz.


Hepimiz Göçmeniz - Irkçılığa Hayır 

18 Şubat 2019 


https://gocmeniz.org/f/irkciliga-taviz-yok









» DurDe Platformu

» Facebook sayfası: www.facebook.com/DurDe.Platformu/
» Twitter sayfası: twitter.com/DurDeTr/
» Bize mesaj yollamak için: durdeduyuru@gmail.com
» Listeye kayıt için: Listeye kayıt olmak istediğiniz e-posta adresinden şu adrese bir mail atın: durde-subscribe@lists.riseup.net ve ardından "SYMPA" adresinden gelen e-postayı, bir şey yazmadan yanıtlayın
» Listeden ayrılmak için: Listeye kayıt olduğunuz e-posta adresinden şu adrese bir mail atın: durde-unsubscribe@lists.riseup.net

18 Şubat 2019 Pazartesi

Önemli: Duyuru listemizi güncelliyoruz

 
Sevgili SEHAK dostu,

 

Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği (SEHAK) olarak temel haklar, insan hakları, demokratik değerlerin güçlendirilmesi ve korunmasına katkıda bulunmaya çaba gösteriyoruz.  Bu doğrultuda, Antisemitizm, ırkçı ayrımcılık, ön yargılar, kalıp yargılar ve her türlü ayrımcılığa karşı mücadele ederken; güncel ve tarihi olaylara eleştirel bakış açısı kazandırma, farklı düşüncelere saygı duyma gibi hedeflerle eğitim seminerleri, nefret söylemi ve suçlarını izleme, Hafıza Yürüyüşü etkinlikleri, gezici sergiler ve benzeri faaliyetler düzenliyoruz.

Derneğimiz, söz konusu konulara ilişkin etkinlik haberleri ve bilgileri paylaştığımız bu e-postayı aldığınız duyuru listemizi güncelleştirmeyi planlıyor.

 

Şayet bahsi geçen konular ilginizi çekmiyor ve listemizden ayrılmak isterseniz, şu adımları atabilirsiniz:

» Listeden ayrılmak için, listeye kayıt olduğunuz e-posta adresinden şu adrese bir e-posta yollamanız yeterli: humanrights-unsubscribe@lists.riseup.net

Şayet "Aboneliğiniz sonlandırıldı" içerikli bir mesaj gelmezse, durumu bize yazabilirsiniz. Bu durumda e-posta adresinizi duyuru listesinden biz kaldırabiliriz.

» Mail Listemize katılmak isterseniz, listeye kayıt olmak istediğiniz e-posta adresinden şu adrese bir e-posta atarak, "SYMPA" adresinden gelen mesajı yanıtlayın: humanrights-subscribe@lists.riseup.net

» Bize mesaj yollamak için: www.sehak.org/contact/

 

İlginiz ve desteğiniz için teşekkür ederiz.

 

SEHAK

 






+++ Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği (SEHAK) +++

» Web sitesi: www.sehak.org/
» Facebook sayfası: www.facebook.com/sehak.tr/
» Twitter sayfası: twitter.com/SehakTr/
» Bize mesaj yollamak için: www.sehak.org/contact/
» Mail Listemize katılmak isterseniz, listeye kayıt olmak istediğiniz e-posta adresinden şu adrese bir mail atarak, SYMPA adresinden gelen maili yanıtlayın: humanrights-subscribe@lists.riseup.net
» Listeden ayrılmak isterseniz, listeye kayıt olduğunuz e-posta adresinden şu adrese bir mail atmanız yeterli: humanrights-unsubscribe@lists.riseup.net

14 Şubat 2019 Perşembe

Hepimiz Göçmeniz Irkçılığa Hayır kampanyası aktivist toplantısı notları - 13 Şubat

Hepimiz Göçmeniz Irkçılığa Hayır kampanyası aktivist toplantısı

13 Şubat'ta Cezayir toplantı salonunda yapılan aktivist toplantısının girişinde Hepimiz Göçmeniz Irkçılığa Hayır kampanyası aktivisti Yıldız Önen kampanyayı tanıtan bir giriş konuşması yaptı.

Hepimiz Göçmeniz Irkçılığa Hayır kampanyası Eylül ayından beri yaptığı toplantılarda Suriyelilere yönelik ırkçılığa karşı bir ses çıkarmanın önemini vurguluyor. Hem Türkiye'de hem Dünyada yükselen sağ dalgaya karşı ırkçılığa karşı bir hareket inşa etmek gerekiyor. Avrupa'da ve Amerika'da ırkçılık karşıtı hareket sık sık sokağa çıkıyor. Türkiye'de de bunu inşa etmek mümkün.

Türkiye'de kamusal alanda ırkçılık söylemi egemen gözükse de mültecilerle dayanışma için işler yapan birçok STK ve platformlar var. Bunların görünür olmasını sağlamak gerekiyor. Esenyurt gibi meseleleri göz önünde bulundurursak, göçmenleri politik olarak savunan bir kampanya yapmamız çok önemli.

16 Mart uluslararası ırkçılık karşıtı günde Türkiye'de etkinlikler örgütlemeliyiz. İstanbul'da insan zinciri ve konferans planlıyoruz. 16 Mart'ta uluslararası hareketle birlikte sokağa İstanbul, İzmir ve Tekirdağ'da etkinlikler düzenleyeceğiz.

Suriyelilerin burada kalmasını savunanların sesinin daha güçlü çıkması gerekli.

Bu Pazar günü İpsala sınır kapısında Yunanlı ırkçılık karşıtı platform ile ortak bir basın açıklaması yapıldı. Sınırda kaçak geçiş yapan göçmenlere yapılan haksızlıklar protesto edildi.

Hepimiz Göçmeniz Irkçılığa Hayır kampanyasının www.gocmeniz.org sitesinde Suriyelilerle ilgili haberler yayınlanıyor. Bu konuda daha çok yazı, röportaj, haber yayınlanmasını teşvik etmek gerekiyor.

Giriş konuşmasından sonra, Mülteci Hakları Merkezinden Veysel Eşsiz bir sunum yaptı.

Veysel Eşsiz Sunumu:

Dünya genelinde mültecileri korumaya yönelik ilk uluslar arası sözleşme, 1951 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edildi. Bu sözleşmenin en önemli sebebi, 2.Dünya savaşı sırasında yerinden olan, göç etmek zorunda kalan insanlardı, Sözleşme Avrupa ile sınırlı tutuldu.

Sözleşmede mültecilik şöyle tanımlanır: Siyasi düşünceleri, dini, ırkı, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya tabiiyeti nedeni ile vatandaşı olduğu devletin korumasından yararlanamayan veya korkuları nedeniyle yararlanmak istemeyen insanlara mülteci denir.

Sözleşme 1967 yılında son haline getirildi, coğrafi sınırlamalar sözleşmeden kaldırıldı. Ama Türkiye bu sözleşmeye coğrafi çekince koydu, sadece Avrupa'dan gelenleri mülteci olarak kabul edeceğini açıkladı. Bu şekilde coğrafi çekince koyan iki ülke daha var, Demokratik Kongo ve Madagaskar. Türkiye bu çekinceyi ancak AB'ye girerse kaldırabileceğini resmen beyan etti. Türkiye'nin kabul ettiği Mülteciler Yasasında Avrupa şöyle tanımlanır: Avrupa Konseyi üyesi ülkeler veya hükümetin belirlediği ülkeler. Bugün itibarıyla hükümet tarafından belirlenmiş vatandaşları mülteci olarak kabul edilen herhangi bir ülke bulunmamaktadır, sadece Avrupa Konseyi üyesi ülke vatandaşları mülteci olabilmektedir.

Türkiye, 1994 yılında Irak'ta Saddam'ın katliamlarından kaçan Kürtler Türkiye'ye sığınınca ilk defa bir mülteci yönetmeliği çıkardı, ama çıkarılan mevzuat çok yetersizdi.

2009 yılında AİHM mülteci hakları konusunda Türkiye için ilk ihlal kararını verdi, peşi sıra pek çok ihlal kararı daha verilince 2013 yılında 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu çıkarıldı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kuruldu.

Yasada 4 tip koruma tanımı var:

          Mülteci: Avrupa'dan gelenleri tanımlıyor. Türkiye'de 47 kişi mülteci statüsünde.

          Şartlı mülteci: Avrupa dışından gelenleri tanımlıyor. Türkiye'de resmi kayıtlara göre 367 bin şartlı mülteci bulunuyor, bunların büyük çoğunluğu dört ülke vatandaşı; Afganistan, Irak, İran ve Somali.

          İkincil koruma statüsü: İlk iki maddeye girmeyen ancak iade edildiğinde başına işkence, ölüm cezası vb. kötülükler gelebilecek kişileri tanımlıyor.

          Geçici koruma statüsü: Suriye'den kitlesel olarak gelenleri kapsıyor. Geçici koruma statüsü Suriye vatandaşlarını, Suriye'den gelen diğer ülke mültecilerini (Filistinlileri) ve Suriye'den gelen vatansızları (bir kısım Kürtler) içeriyor. Resmi rakamlara göre 3,5 milyon kişi geçici koruma statüsündedir.

Bu sayılar açısından Türkiye dünyada en fazla mülteci barındıran ülke durumundadır.

Suriyelilerin girişleri 2011'de başladı, başlangıçta 100 bin kişiyi aşmayacağı, Esad'ın devrileceği beklentisi vardı. Bu olmayınca sınırı kitlesel olarak geçenlere geçici koruma statüsü verildi.

Geçici koruma sistemi, Yugoslavya dağılırken AB tarafından da kullanılmış bir sistemdir. Türkiye'deki geçici koruma yönetmeliğinin sorunlu yanlarından birisi, bir zaman sınırı belirlemiyor olmasıdır. AB'deki geçici koruma mevzuatında bu süre 3 yıldır. AB ülkelerinde bugün bu sistemi uygulayan hiçbir ülke bulunmamaktadır.

Geçici koruma statüsü, Suriyelilerin kalışlarına yasal bir zemin için hazırlandı, geçişler başladıktan üç sene sonra kabul edilen bir yönetmelikti. Bu statünün Türkiye tarafından daha ne kadar devam ettirileceği belli değil. Suriye'deki çatışmaların dindiği yok, rejimin bir yere gittiği yok. Bir siyasi çözüme ulaşılacağına dair herhangi bir somut emare yok. Dolayısıyla geçiciliğin ne zaman sona ereceği belli değil.

Geçici koruma Suriyelilere ne gibi haklar sağladı?

Eğitim konusunda bazı adımlar atıldı. İlk başlarda geçici eğitim merkezi adı altında birçok Suriyeli okul açıldı. Bunlar şimdi yavaş yavaş kapatılıyor. Yalnızca Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol yapmış okullar varlığını sürdürebiliyorlar ama sayıları çok az. Merdiven altı çalışanlar var, tespit edildiklerinde kapatılıyorlar. Suriyeli çocuklar Türk okullarında okumaya yönlendiriliyor. Suriyelilerin okullaşma oranı fena değil ama bu oran her zaman tüm resmi vermez. Okula devam oranlarının ciddi bir biçimde düşüşe geçtiğini görüyoruz, özellikle kız çocuklarında. Çocukları okula göndermede yeterli kaynak olmadığı için Suriyeli çocuklar işçilik yapıyor.

Barınma için ilk başta çok hızlı kamplar oluşturuldu. 12 ilde 24'ten fazla kamp kuruldu. Bu kampların sürdürülebilirliği problem olduğu için şimdi bunların da sayısı azaltılıyor. Yalnızca ciddi kırılgan topluluklar için olanların kampları açık tutuluyor.

Sağlık, geçici koruma çerçevesindeki en olumlu unsurlardan birisi. Suriyeliler tıpkı Türkiye vatandaşları gibi sağlık sisteminden yararlanabildiler. Sağlık sistemi onlara açıldı. Urfa-Antep-Kilis gibi yerlerde altyapı aynıyken talebin çok artmasıyla sorunlar ortaya çıktı. Barınma sorunu olan insanlar hastanelerin koridorlarında yatmaya başladı. İstanbul'da Suriyelilerin ilaç alabildiği eczane sayısı 14. Sistemin en olumsuz yanı bu. Ödemeler çok geç yapıldığı için bir sürü eczane protokollerini feshetti.

İstihdam konusu çok sorunlu. Mevcut çalışma izni yasası, yabancılar izin alamasın diye düzenlenmiş. Şartlar şu: 1) İşveren başvuru yapabiliyor. 2) İşveren, en az 5 Türk işçi çalıştırıyor olmalı. 3) İşverenin belli bir satış hacmi ve cirosu olacak. 4) Neden bir Türk vatandaşını değil de yabancıyı tercih ettiğini açıklayacak. 5) Asgari ücretin altında vermeyecek. Mimar-mühendis ise asgari ücretlerin katlarını verecek gibi bir düzenleme var.

Suriyelilerin önündeki istihdam sorununu çözmek için geçici korumaya tabi kişiler açısından ayrı bir çalışma yönetmeliği izni çıkarıldı, Suriyeliler bu şartların birçoğundan muaf tutuldu. 10 kişi varsa 1 Suriyeli çalışabilir gibi bir düzenleme getirildi. Getirilen muafiyetler çok iyi değil. Tarım ve hayvancılık sektörüne muafiyet getirildi çünkü en az regüle edilen ve sömürünün en fazla olduğu sektördü.

Ekonomik kriz dönemlerinde göçmen karşıtlığının yükselmesi şaşırtıcı değil. Bir sürü hurafe çıkartılıyor haklarında. Hükümetin görece başarısı ise "kardeşlik" söyleminin yerellerde işe yaraması. Ancak "kardeşlik" söylemi bir sınıra dayandı ve kendini tüketti. Hükümetin hatası Suriyelilerle ilgili hiçbir zaman hak rejimi üzerinden konuşulmamasıdır.

Suriyelilerin topluca vatandaş yapılacağı gibi yalanlar dolaşıyor. Halbuki Türkiye'de vatandaşlık yasası açık, belli koşulları sağlamayan hiç kimse vatandaş olamaz, istisnai durumlarda hükümet bir kişiyi vatandaş yapabilir ama bunun gerçekten istisnai olması gerekir, yani sporcu, bilim insanı vb kişileri yapabilir. Onun dışında diğer her yabancının hakkı olduğu gibi Suriyeliler de evlilik yolu ile vatandaş olabilirler, ama topluca vatandaş olamazlar.

Mültecilerin önünde 3 temel yol vardır: Gönüllü geri dönüş, entegrasyon (yani vatandaşlık), üçüncü bir ülkeye yerleştirilme. Gönüllü geri dönüş ve üçüncü ülkeye yerleştirme uzak ihtimaller. En akla yatkını entegrasyon, bunun için de öncelikle mülteci olarak tanınmaları gerekir.

Katkılar:

Türkiye siyasetinde tehlikeli bir gidişat var, bizi endişelendirmesi gereken yer bu. Kardeşlik söylemi, Suriye'de bir bölge oluşturup oraya göndermeye evrildi. Suriyelilerin geri gönderilmesi başlarına gelebilecek en kötü şey olur. Zorla götürülerek Gazze gibi bir bölge oluşturmak gibi bir plan bu. Ama bunun yapılamayacağını kendileri de biliyor. Bu söylem Esenyurt'taki gibi saldırıların önünü açıyor.

AB ikiyüzlü davranıyor, Türkiye'nin Suriyelileri geri gönderme merkezlerini kurmasını teşvik ediyor. Halbuki mültecilere yardım uluslar arası bir görev, AB bu dayanışmayı göstermiyor.

2011-2015 dönemiyle sonrası farklı. İki tarafta da sınırların kapatılması Suriyelilerin hayatında pratikte felaket değişimlere yol açtı. Hak temelli bir yerden politik mücadele yürütülmeli.

Suriyelilerin heterojen olduğunu anlatmak, bambaşka insanlar olduğunu anlatmak epey faydalı oluyor.

Mülteci hakkının sağlanması için coğrafi çekincenin kaldırılması lazım. Bu olmadığı sürece entegrasyon gerçekleşemez. Bunun AB ile bir pazarlık kozu yapılmaması lazım.

Mülteci Hakları Merkezi, Yurttaşlar Derneğinin içinden çıktı. 2004'ten beri bu alanda çalışıyoruz. Mart 2015'te fiilen ayrı olarak çalışmaya başladık. Bilgilendirme ve haklarda yararlanmayı artırmak için kayıt, sağlık, eğitim, çalışma gibi bilgilendirme materyalleri hazırlıyoruz. Adli yardım, evlenme, çocuk-doğum gibi yeni materyaller hazırlıyoruz. Barolara eğitim veriyoruz. Savunuculuk raporlarımız var, gördüğümüz eksiklere işaret eden.

İnsan Kaynağı Geliştirme Vakfı'nın faaliyetleriyle ilgili bilgiler verildi. ASAM, Support to Life, Sığınmacılarla dayanışma Derneği. Adli yardım, Tercüman vb destek veren kurumlar.

 

Bir sonraki toplantı 27 Şubat'ta 19.00'da Hevi LGBTİ'nin salonunda yapılacak.







» DurDe Platformu

» Facebook sayfası: www.facebook.com/DurDe.Platformu/
» Twitter sayfası: twitter.com/DurDeTr/
» Bize mesaj yollamak için: durdeduyuru@gmail.com
» Listeye kayıt için: Listeye kayıt olmak istediğiniz e-posta adresinden şu adrese bir mail atın: durde-subscribe@lists.riseup.net ve ardından "SYMPA" adresinden gelen e-postayı, bir şey yazmadan yanıtlayın
» Listeden ayrılmak için: Listeye kayıt olduğunuz e-posta adresinden şu adrese bir mail atın: durde-unsubscribe@lists.riseup.net

10 Şubat 2019 Pazar

“Irkçılığa hayır, hepimiz göçmeniz" kampanyası aktvist toplantısı, Konuşmacı Halim Yılmaz, 13 Şubat Çarşamba, saat 19:00, Cezayir Toplantı Salonu

Merhaba

"Irkçılığa hayır, hepimiz göçmeniz" kampanyası aktvist toplantılarının üçüncüsünü 13 Şubat Çarşamba günü düzenliyor.

Toplantının girişinde avukat Halim Yılmaz, mültecilere ilişkin hukuk ihlalleri ve göçmenlerin yasal statüleri üzerine bir konuşma yapacak.

Toplantıda 16 Mart 2019'da Uluslararası Irkçılık Karşıtı Gün'de tüm dünyayla birlikte Türkiye'de de göçmenlere yönelik ırkçılığa karşı ses çıkarmak için yapılacak etkinlikler de planlanacak.

13 Şubat Çarşamba, saat 19:00
Yer: Cezayir toplantı salonu

Adres: Hayriye Cd. No:12, Beyoğlu (Galatasaray Lisesi'nin arkası)
İletişim: 0555 637 24 50







» DurDe Platformu

» Facebook sayfası: www.facebook.com/DurDe.Platformu/
» Twitter sayfası: twitter.com/DurDeTr/
» Bize mesaj yollamak için: durdeduyuru@gmail.com
» Listeye kayıt için: Listeye kayıt olmak istediğiniz e-posta adresinden şu adrese bir mail atın: durde-subscribe@lists.riseup.net ve ardından "SYMPA" adresinden gelen e-postayı, bir şey yazmadan yanıtlayın
» Listeden ayrılmak için: Listeye kayıt olduğunuz e-posta adresinden şu adrese bir mail atın: durde-unsubscribe@lists.riseup.net

6 Şubat 2019 Çarşamba

9 Şubat'ta Kerem Kabadayı ile Dijital Çağda Müzik Sanayii

Merhaba, 

 

Kadıköy Marksizm Akademisi'nde 9 Şubat Cumartesi günü Mor ve Ötesi grubundan Kerem Kabadayı ile "Dijital Çağda Müzik Sanayii" üzerine konuşacağız. 

 

Müzik endüstrisinin 2000'li yılların ortasından itibaren değişen yapısı, endüstrinin yerleşik üretim biçimlerinde büyük dönüşümlere yol açarken bunlara eşlik eden yeni tüketim alışkanlıklarını da ortaya çıkardı. Kültür alanında büyük bir yer işgal eden popüler müziğe dair yeni tüketim alışkanlıkları ne ifade ediyor? Bu dönüşüm, birçok alanda adeta bir slogan -hatta başlı başına bir ideoloji- halini almış "dijitalleşme" paradigması içerisinde nereye oturuyor? 

 

Bu toplantıda müzik endüstrisinin fiziksel üretimden dijital dağıtıma geçiş sürecinin ardındaki ekonomik bağlamla birlikte "dijitalleşme"nin hem ekonomi hem de popüler kültürde ne gibi dinamiklere yaslandığı üzerine tartışacağız. 

 

Facebook etkinlik sayfası için tıklayınız

 

Tarih: 9 Şubat Cumartesi 

Saat: 15.00 

Yer: Muaf Kadıköy 

Adres: Osmanağa Mah. Kırtasiyeci sok. No:15/A Kadıköy 

İletişim: 0533 447 9709


Virüs bulunmuyor. www.avast.com







---- Etkinlik-Duyuru Listesi ----

+ Listeye kayıt: Listeye kayıt olmak istediğiniz mail adresinden şu adrese bir mail atın: marksistorg-duyuru-unsubscribe@lists.riseup.net ve SYMPA adıyla gelen maili, bir şey yazmadan cevaplayın

+ Listeden ayrılmak için, listeye kayıt olduğunuz mail adresinden şu adrese bir mail atın: marksistorg-duyuru-unsubscribe@lists.riseup.net