13 Nisan 2011 Çarşamba

Su Hakkı Kampanyası Bülteni - 12 Nisan 2011

Su Hakkı Kampanyası Bülteni - 12 Nisan 2011

İçindekiler:

 

Uluslararası Su Hakkı sempozyum kitabı çıktı
2010 yılında gerçekleştirdiğimiz sempozyum kitabının hazırlık çalışmalarını 2011 yılının Ocak ayında tamamladık ve Şubat ayında kitap matbaadan elimize ulaştı. Kitap “Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu”nda yapılan sunumlar, tartışmalar, katkılar ve tüm katılımcıların önerileriyle şekillenen sonuç deklarasyonundan oluşmakta. Toplam 171 sayfadan oluşan kitapta, her bir oturum içinde yapılan sunumları, tartışmaları kullanılan görseller eşliğinde aktarmaya çalıştık. Suyun yönetiminde birinci elden sorumlu olan yerel birimlerin uygulama deneyimleri ile su hareketi aktivistlerinin deneyimlerini, uluslararası hareketin talep ve deneyimlerini paylaşabildikleri sempozyumda oluşan alan büyük bir öneme sahipti. Bu paylaşımın sadece sempozyuma katılanlarla sınırlı kalmaması gerekiyordu. Sempozyum kitabı sayesinde tartışmaları daha fazla kişi ve kurum ile paylaşmaya çalıştık.
Kitabın tümüne PDF olarak buradan ulaşabilirsiniz.

 

Su Hakkı projesinin 2011 aktiviteleri
Su Hakkı Projesi, 2011 yılı içinde yürüteceği faaliyetler ile suyun en temel insan hakkı ve kamusal olduğunu, herkesin yeterli miktar ve kalitede suya ve su ile ilgili bilgiye, fiziksel ve ekonomik olarak eşit biçimde erişebileceğini, su hizmetlerinde dezavantajlı durumda olanlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını, temel insani ihtiyaçların karşılanması için gerekli olan miktar ve kalitede suyun ücretsiz sağlanmasını, su kaynağının yönetiminde kamu yararı ve yurttaş katılımını esas alan yapıların oluşturulması ve ekolojik dengenin korunması gerektiğini savunan alternatif yaklaşımların gelişmesini, daha fazla tartışılmasını ve alternatif uygulamaları teşvik etmeyi hedeflemektedir. Bu genel amaç çerçevesinde 2011 yılında çeşitli akitviteleri yapacağız.

Araştırma Kitabı
Türkiye’de su kaynaklarının ve hizmetlerinin özelleştirilmesi konusunda gittikçe hızlanan bir politika izlenmektedir. Dünya Su Forumu’nun 2009 yılında Türkiye’de yapılmış olması ve inşaat sektöründen çok sayıda firmanın bu forumda yer almasının sonuçları bugün çok daha iyi kavranmaktadır. DSİ’nin 2023 vizyonu içinde 600 hidro elektrik santral, 1700 baraj yapılması planlanmakta ve çalışmalara hız verilmiş durumdadır. Şehirlerin artan su ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için sular yataklarından borularla taşınmakta, neredeyse her bir dere üzerine ya elektrik enerjisi için, ya sulama için, içme suyu temini için ya da güvenlik gerekçesiyle barajlar kurulmak istenmektedir. Şehir içi su hizmetlerinin fiyatlarının tek bir merkezde belirlenmesine yönelik girişimler söz konusudur. Su hizmetlerinin sunumunda kamu hizmeti yaklaşımı benimsemiş, vatandaşlara ucuz ya da belli bir miktara kadar ücretsiz su temin eden yerel yönetimlerin bu alanda inisiyatiflerinin önü kesilmektedir. Zaten büyük miktarlardaki borçlar ile uluslararası su şirketlerinin ve finans kuruluşlarının girdabına terk edilen yerel yönetimler bu tür girişimler ile alternatif uygulamalardan tamamen vazgeçirilmek istenmektedir.

Bütün bu tablo içinde su kaynaklarının ve hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı mücadeleler ve alternatif su yönetim politikaları da geliştirilmektedir. Tüm dünyada sürdürülen mücadeleler sadece özelleştirme karşıtlığı ve direniş üzerine şekillenmemektedir. Aynı zamanda bu mücadeleler alternatif su yönetim biçimlerini tartışmakta ve bu alternatifleri hayata geçirmek için ulusal, uluslararası ağlar içinde örgütlenmektedir. “ Suyu bir insan hakkı” olarak kabul eden Latin Amerika ülkelerinin bazıları anayasalarında bu doğrultuda değişiklik yapmalarının yanı sıra su yönetiminde kamu katılımını esas alan yapılar oluşturmuş durumdadır. Avrupa’da havza yönetimini, kamu-kamu işbirliklerini teşvik eden özünde neoliberal politikaların karar alma süreçlerinden vatandaşları dışlayan uygulamalarına karşı alternatif yasal düzenlemeleri de talep eden girişimler bulunmaktadır.

2011 yılında hazırlayacağımız araştırma kitabı ile hem Türkiye’de uygulanan ve uygulanmak istenen özelleştirme politikalarını eleştirel bir yaklaşımla bütünlüklü bir biçimde ele almaya hem de dünyadaki alternatif uygulamaların deneyimlerini aktarmaya çalışacağız.

Kapasite geliştirme atölyeleri
Su Hakkı projesinin 2010 yılı Kasım ayında Diyarbakır’da, Diyarbakır Su Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) ile birlikte ve Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği’nin ev sahipliğinde düzenlendiği “Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu”nda ağırlıklı olarak ele alınan konulardan biri de alternatif su yönetimlerinin felsefesi ve uygulama modelleriydi. Red/Vida’dan sempozyuma katılan Oscar Olivera Bolivya’da 2000 yılında suyun özelleştirmesine karşı başlayan mücadelenin kazanımlarını aktarırken verdikleri mücadelenin “ kapitalist modeller aracılığıyla ellerinden alınan topraklarının, sularının, kendi karar alma süreçlerinin tekrar ele geçirme mücadelesi olduğunu” ifade etmişti. Herkese ve doğaya ait olan suyun nasıl kullanılacağına ise bizzat kullananların katılımını sağlayan, karar verme kapasitelerini geliştirecek yeni modellerin yaratılmasının sadece bir alternatif arayışı değil tarihsel bir sorumluluk olduğundan bahsetmişti. Bu modelleri yaratabilmek için su hareketinin elinde yeterli deneyim, teknik bilgi, aktivistler ve dünyayı değiştirmeye hazır insanların olduğu ve önemli olan tüm bu birikimin paylaşılmasına vurgu yapmıştı.

Sempozyuma katılan tüm uluslararası aktivistlerin ortak vurguları su mücadelesi içinde bilgi, deneyim ve modellerin paylaşılmasının önemiydi. Türkiye’de birçok yerel yönetim ne su hareketinin uluslararası tartışma ve deneyimlerinden ne de alternatif yerel bir uygulamanın deneyimlerinden ve tecrübelerinden bugüne kadar yeterince faydalanma imkanı bulamadı. Belediyeler, merkezi su politikaları ile tek tek karşılaşmaktadırlar. Bu karşılaşmaların çoğunda ise yerelin özelliklerini gözetmeyen, şirketlerin mal ve hizmetlerini satmaya çalıştıkları, uzun yıllara yayılan büyük borçları içeren sözleşmeleri imzalamaktadırlar.

Kapasite geliştirme atölyeleri, Diyarbakır’da yaptığımız “Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu”nun ortaya çıkardığı bir takım ihtiyaçların giderilmesi için yapılmaktadır. Merkezi olarak (uluslararası) belirlenen su politikalarına karşı alternatif modellerin üretilebilmesi için su hareketinin deneyim, bilgi ve modeller konusunda paylaşımları büyük önem taşımaktadır. Özellikle suyun idaresinde birinci derecede rol alan yerel yönetim birimleri arasında bilgi alışverişini sağlama ihtiyacı bulunmaktadır. Yerel, ulusal ve uluslararası işbirliğine dönük ağlar oluşturmak, bu ağların içinde yer almak merkezi su politikaları karşısında yerel birimleri güçlendirmektedir. Bunun için daha ileri konumda olan yerel yönetim birimlerinin kamu-kamu işbirliği çerçevesinden kendi pratiklerini diğer yerel yönetimler ile paylaşmaları bu doğrultuda atılabilecek bir adımdır. Yerel yönetimlerin alternatif su modellerini uygulayabilmeleri için ulusal su politikalarının da değiştirilmesi gerekmektedir. Bunun için çok sayıda yerel yönetimin ortaklaşabileceği alternatif merkezi su politikalarının üretilebilmesi, bu doğrultuda çalışmalar yapılması ve bu tür zeminlerin yaratılması önemlidir. Kapasite geliştirme atölyeleri ile yukarıda aktarılan ihtiyaçların giderilmesi ve alternatif modelleri uygulamak isteyen yerel birimlerin daha fazla tartışmasına, olanaklarını, olanaksızlıklarını paylaşabilmelerine hizmet etmesini hedeflenmekteyiz. Kapasite geliştirme atölyelerini GABB, DİSKİ ve Su hakkı kampanyası birlikte organize edecekler.

Konferans
2011 yılının son aylarında bir günlük bir konferans düzenleyeceğiz. Türkiye’nin özelleştirme politikalarını bütünlüklü olarak ele alacağımız konferansta aynı zamanda yıl içinde hazırladığımız “ araştırma kitabının sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşacağız. Türkiye’deki su hareketinin 2012 yılında Marsilya’da yapılacak Alternatif Dünya Su Forumu’na daha güçlü katılım içinde kullanmayı ve konferansa çok çeşitli kesimlerin ve yerel yönetimlerin katılımını hedeflemekteyiz.

Makaleler
www.suhakki.org sitesi aracılığıyla, Türkiye’de ve dünyada su konulu çalışmalar yapan akademisyenler, aktivistler ve yerel yönetim uzmanlarının yazdığı makaleleri, su hakkı konulu haberleri, gelişmeleri 2011 yılında da yayınlamaya devam edeceğiz. Bu sene “musluktan temiz su içme hakkı” başlıklı özel bir dosya içinde su özelleştirmelerinin sessiz sedasız sürdürüldüğü ama her geçen gün karlılığı ve bütçesi artan şişe suyu konusunu işleyeceğiz.

 

Dakar Deklerasyonu
Mart ayında gerçekleştirilen Dünya Sosyal Forumu sırasında bir araya gelen su adaleti aktivistleri suyun katılımcı, adil, eşitlikçi ekolojik dengeyi gözetir nitelikte kullanılmasını içeren bir deklerasyon yayınladılar. 2012 yılında gerçekleşecek Dünya Su Forumu’na karşı alternatif çağrıda bulundular. Su Hakkı Kampanyası hazırlanan deklerasyonun imzacısı oldu. Deklerasyonun metnine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. http://www.petitiononline.com/waterday/petition.html

 

Medyadan Haberler

HES’lere karşı Ankara’da barikat

Kaynak: DİHA, 10.04.2011

Türkiye’nin birçok ilinden gelerek Ankara’da buluşan yaklaşık 7 bin yaşam savunucusu düzenledikleri mitingle AKP hükümetinin çevre katliamına neden olan HES, barajlar ve nükleer santral projelerine”hayır” dedi. Devamı...

16 HES’e iptal kararı

Kaynak: ZAMAN, 06 Nisan 2011
Rize’nin Fındıklı ilçesi Çağlayan Vadisi’nin 1. derece doğal sit alanı özelliğinden çıkarılması amacıyla Danıştay’a açılan dava reddedildi. Devamı...

Macahel Vadisi’nde yürütmeyi durdurma kararı!

Kaynak: Zaman, 26 Mart 2011
Rize İdare Mahkemesi, UNESCO’nun ”Biyosfer Rezerv Alanı” ilan ettiği Artvin’in Borçka ilçesindeki Camili Vadisi’nde (Macahel) yapımı planlanan Düzenli Hidroelektrik Santral (HES) Devamı...

Erzurum’un şebeke suyu 2017'de şişe sudan daha temiz olacak

Kaynak: sondakika.com, 22 Mart 2011 Erzurum Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Remzi Ertek, su şebeke sisteminin yenilenmesinin ardından Erzurum’un içme suyunun şişe suyundan daha kaliteli olacağını söyledi. Devamı...

MARDİN’DE ŞEBEKE SUYU KARTLI OLACAK

Kaynak: Midyat Haber, 11 Mart 2011
Mardin Belediye Başkanı Mehmet Beşir Ayanoğlu,vatandaşlardan suyu tasarruf kıllanmaları çağrısında bulunarak, topladıkları su parasının, su terfi istasyonlarındaki pompaların elektrik parasını karşılayamadığını söyledi. Devamı...


Su Hakkı Kampanyası’nı Kimler Yürütüyor?

Su Hakkı Kampanyası’nı Sosyal Değişim Derneği, Hasankeyfi Yaşatma Girişimi, Küresel Eylem Grubu ve Sosyal Demokrasi Vakfı oluşturdu. Aktiviteler Suyuma Dokunma Kampanyası’nın ve Rosa Luxemburg Vakfı’nın desteğiyle yürütülüyor.

 

Su Hakkı Kampanyası
http://www.suhakki.org/

Düzenleyenler:

Destekleyenler:

  Su Hakkı Kampanyası Bülteni - 12 Nisan 2011

İçindekiler:

  • Uluslararası Su Hakkı sempozyum kitabı çıktı
  • Su Hakkı Kampanyası'nın 2011 aktiviteleri
    - Araştırma kitabı
    - Kapasite geliştirme atölyeleri
    - Konferans
    - Makaleler
  • Dakar Deklerasyonu
  • Medyadan Haberler
    •  

      Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu kitabı çıktı
      2010 yılında gerçekleştirdiğimiz sempozyum kitabının hazırlık çalışmalarını 2011 yılının Ocak ayında tamamladık ve Şubat ayında kitap matbaadan elimize ulaştı. Kitap "Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu"nda yapılan sunumlar, tartışmalar, katkılar ve tüm katılımcıların önerileriyle şekillenen sonuç deklarasyonundan oluşmakta. Toplam 171 sayfadan oluşan kitapta, her bir oturum içinde yapılan sunumları, tartışmaları kullanılan görseller eşliğinde aktarmaya çalıştık. Suyun yönetiminde birinci elden sorumlu olan yerel birimlerin uygulama deneyimleri ile su hareketi aktivistlerinin deneyimlerini, uluslararası hareketin talep ve deneyimlerini paylaşabildikleri sempozyumda oluşan alan büyük bir öneme sahipti. Bu paylaşımın sadece sempozyuma katılanlarla sınırlı kalmaması gerekiyordu. Sempozyum kitabı sayesinde tartışmaları daha fazla kişi ve kurum ile paylaşmaya çalıştık.
      Kitabın tümüne PDF olarak buradan ulaşabilirsiniz.

       

      Su Hakkı projesinin 2011 aktiviteleri
      Su Hakkı Projesi, 2011 yılı içinde yürüteceği faaliyetler ile suyun en temel insan hakkı ve kamusal olduğunu, herkesin yeterli miktar ve kalitede suya ve su ile ilgili bilgiye, fiziksel ve ekonomik olarak eşit biçimde erişebileceğini, su hizmetlerinde dezavantajlı durumda olanlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını, temel insani ihtiyaçların karşılanması için gerekli olan miktar ve kalitede suyun ücretsiz sağlanmasını, su kaynağının yönetiminde kamu yararı ve yurttaş katılımını esas alan yapıların oluşturulması ve ekolojik dengenin korunması gerektiğini savunan alternatif yaklaşımların gelişmesini, daha fazla tartışılmasını ve alternatif uygulamaları teşvik etmeyi hedeflemektedir. Bu genel amaç çerçevesinde 2011 yılında çeşitli akitviteleri yapacağız.

      Araştırma Kitabı
      Türkiye'de su kaynaklarının ve hizmetlerinin özelleştirilmesi konusunda gittikçe hızlanan bir politika izlenmektedir. Dünya Su Forumu'nun 2009 yılında Türkiye'de yapılmış olması ve inşaat sektöründen çok sayıda firmanın bu forumda yer almasının sonuçları bugün çok daha iyi kavranmaktadır. DSİ'nin 2023 vizyonu içinde 600 hidro elektrik santral, 1700 baraj yapılması planlanmakta ve çalışmalara hız verilmiş durumdadır. Şehirlerin artan su ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için sular yataklarından borularla taşınmakta, neredeyse her bir dere üzerine ya elektrik enerjisi için, ya sulama için, içme suyu temini için ya da güvenlik gerekçesiyle barajlar kurulmak istenmektedir. Şehir içi su hizmetlerinin fiyatlarının tek bir merkezde belirlenmesine yönelik girişimler söz konusudur. Su hizmetlerinin sunumunda kamu hizmeti yaklaşımı benimsemiş, vatandaşlara ucuz ya da belli bir miktara kadar ücretsiz su temin eden yerel yönetimlerin bu alanda inisiyatiflerinin önü kesilmektedir. Zaten büyük miktarlardaki borçlar ile uluslararası su şirketlerinin ve finans kuruluşlarının girdabına terk edilen yerel yönetimler bu tür girişimler ile alternatif uygulamalardan tamamen vazgeçirilmek istenmektedir.

      Bütün bu tablo içinde su kaynaklarının ve hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı mücadeleler ve alternatif su yönetim politikaları da geliştirilmektedir. Tüm dünyada sürdürülen mücadeleler sadece özelleştirme karşıtlığı ve direniş üzerine şekillenmemektedir. Aynı zamanda bu mücadeleler alternatif su yönetim biçimlerini tartışmakta ve bu alternatifleri hayata geçirmek için ulusal, uluslararası ağlar içinde örgütlenmektedir. " Suyu bir insan hakkı" olarak kabul eden Latin Amerika ülkelerinin bazıları anayasalarında bu doğrultuda değişiklik yapmalarının yanı sıra su yönetiminde kamu katılımını esas alan yapılar oluşturmuş durumdadır. Avrupa'da havza yönetimini, kamu-kamu işbirliklerini teşvik eden özünde neoliberal politikaların karar alma süreçlerinden vatandaşları dışlayan uygulamalarına karşı alternatif yasal düzenlemeleri de talep eden girişimler bulunmaktadır.

      2011 yılında hazırlayacağımız araştırma kitabı ile hem Türkiye'de uygulanan ve uygulanmak istenen özelleştirme politikalarını eleştirel bir yaklaşımla bütünlüklü bir biçimde ele almaya hem de dünyadaki alternatif uygulamaların deneyimlerini aktarmaya çalışacağız.

      Kapasite geliştirme atölyeleri
      Su Hakkı projesinin 2010 yılı Kasım ayında Diyarbakır'da, Diyarbakır Su Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) ile birlikte ve Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği'nin ev sahipliğinde düzenlendiği "Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu"nda ağırlıklı olarak ele alınan konulardan biri de alternatif su yönetimlerinin felsefesi ve uygulama modelleriydi. Red/Vida'dan sempozyuma katılan Oscar Olivera Bolivya'da 2000 yılında suyun özelleştirmesine karşı başlayan mücadelenin kazanımlarını aktarırken verdikleri mücadelenin " kapitalist modeller aracılığıyla ellerinden alınan topraklarının, sularının, kendi karar alma süreçlerinin tekrar ele geçirme mücadelesi olduğunu" ifade etmişti. Herkese ve doğaya ait olan suyun nasıl kullanılacağına ise bizzat kullananların katılımını sağlayan, karar verme kapasitelerini geliştirecek yeni modellerin yaratılmasının sadece bir alternatif arayışı değil tarihsel bir sorumluluk olduğundan bahsetmişti. Bu modelleri yaratabilmek için su hareketinin elinde yeterli deneyim, teknik bilgi, aktivistler ve dünyayı değiştirmeye hazır insanların olduğu ve önemli olan tüm bu birikimin paylaşılmasına vurgu yapmıştı.

      Sempozyuma katılan tüm uluslararası aktivistlerin ortak vurguları su mücadelesi içinde bilgi, deneyim ve modellerin paylaşılmasının önemiydi. Türkiye'de birçok yerel yönetim ne su hareketinin uluslararası tartışma ve deneyimlerinden ne de alternatif yerel bir uygulamanın deneyimlerinden ve tecrübelerinden bugüne kadar yeterince faydalanma imkanı bulamadı. Belediyeler, merkezi su politikaları ile tek tek karşılaşmaktadırlar. Bu karşılaşmaların çoğunda ise yerelin özelliklerini gözetmeyen, şirketlerin mal ve hizmetlerini satmaya çalıştıkları, uzun yıllara yayılan büyük borçları içeren sözleşmeleri imzalamaktadırlar.

      Kapasite geliştirme atölyeleri, Diyarbakır'da yaptığımız "Uluslararası Su Hakkı Sempozyumu"nun ortaya çıkardığı bir takım ihtiyaçların giderilmesi için yapılmaktadır. Merkezi olarak (uluslararası) belirlenen su politikalarına karşı alternatif modellerin üretilebilmesi için su hareketinin deneyim, bilgi ve modeller konusunda paylaşımları büyük önem taşımaktadır. Özellikle suyun idaresinde birinci derecede rol alan yerel yönetim birimleri arasında bilgi alışverişini sağlama ihtiyacı bulunmaktadır. Yerel, ulusal ve uluslararası işbirliğine dönük ağlar oluşturmak, bu ağların içinde yer almak merkezi su politikaları karşısında yerel birimleri güçlendirmektedir. Bunun için daha ileri konumda olan yerel yönetim birimlerinin kamu-kamu işbirliği çerçevesinden kendi pratiklerini diğer yerel yönetimler ile paylaşmaları bu doğrultuda atılabilecek bir adımdır. Yerel yönetimlerin alternatif su modellerini uygulayabilmeleri için ulusal su politikalarının da değiştirilmesi gerekmektedir. Bunun için çok sayıda yerel yönetimin ortaklaşabileceği alternatif merkezi su politikalarının üretilebilmesi, bu doğrultuda çalışmalar yapılması ve bu tür zeminlerin yaratılması önemlidir. Kapasite geliştirme atölyeleri ile yukarıda aktarılan ihtiyaçların giderilmesi ve alternatif modelleri uygulamak isteyen yerel birimlerin daha fazla tartışmasına, olanaklarını, olanaksızlıklarını paylaşabilmelerine hizmet etmesini hedeflenmekteyiz. Kapasite geliştirme atölyelerini GABB, DİSKİ ve Su hakkı kampanyası birlikte organize edecekler.

      Konferans
      2011 yılının son aylarında bir günlük bir konferans düzenleyeceğiz. Türkiye'nin özelleştirme politikalarını bütünlüklü olarak ele alacağımız konferansta aynı zamanda yıl içinde hazırladığımız " araştırma kitabının sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşacağız. Türkiye'deki su hareketinin 2012 yılında Marsilya'da yapılacak Alternatif Dünya Su Forumu'na daha güçlü katılım içinde kullanmayı ve konferansa çok çeşitli kesimlerin ve yerel yönetimlerin katılımını hedeflemekteyiz.

      Makaleler
      www.suhakki.org sitesi aracılığıyla, Türkiye'de ve dünyada su konulu çalışmalar yapan akademisyenler, aktivistler ve yerel yönetim uzmanlarının yazdığı makaleleri, su hakkı konulu haberleri, gelişmeleri 2011 yılında da yayınlamaya devam edeceğiz. Bu sene "musluktan temiz su içme hakkı" başlıklı özel bir dosya içinde su özelleştirmelerinin sessiz sedasız sürdürüldüğü ama her geçen gün karlılığı ve bütçesi artan şişe suyu konusunu işleyeceğiz.

       

      Dakar Deklerasyonu
      Mart ayında gerçekleştirilen Dünya Sosyal Forumu sırasında bir araya gelen su adaleti aktivistleri suyun katılımcı, adil, eşitlikçi ekolojik dengeyi gözetir nitelikte kullanılmasını içeren bir deklerasyon yayınladılar. 2012 yılında gerçekleşecek Dünya Su Forumu'na karşı alternatif çağrıda bulundular. Su Hakkı Kampanyası hazırlanan deklerasyonun imzacısı oldu. Deklerasyonun metnine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. http://www.petitiononline.com/waterday/petition.html

       

      Medyadan Haberler

      HES'lere karşı Ankara'da barikat

      Kaynak: DİHA, 10.04.2011

      Türkiye'nin birçok ilinden gelerek Ankara'da buluşan yaklaşık 7 bin yaşam savunucusu düzenledikleri mitingle AKP hükümetinin çevre katliamına neden olan HES, barajlar ve nükleer santral projelerine"hayır" dedi. Devamı...

      16 HES'e iptal kararı

      Kaynak: ZAMAN, 06 Nisan 2011
      Rize'nin Fındıklı ilçesi Çağlayan Vadisi'nin 1. derece doğal sit alanı özelliğinden çıkarılması amacıyla Danıştay'a açılan dava reddedildi. Devamı...

      Macahel Vadisi'nde yürütmeyi durdurma kararı!

      Kaynak: Zaman, 26 Mart 2011
      Rize İdare Mahkemesi, UNESCO'nun "Biyosfer Rezerv Alanı" ilan ettiği Artvin'in Borçka ilçesindeki Camili Vadisi'nde (Macahel) yapımı planlanan Düzenli Hidroelektrik Santral (HES) Devamı...

      Erzurum'un şebeke suyu 2017'de şişe sudan daha temiz olacak

      Kaynak: sondakika.com, 22 Mart 2011 Erzurum Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Remzi Ertek, su şebeke sisteminin yenilenmesinin ardından Erzurum'un içme suyunun şişe suyundan daha kaliteli olacağını söyledi. Devamı...

      MARDİN'DE ŞEBEKE SUYU KARTLI OLACAK

      Kaynak: Midyat Haber, 11 Mart 2011
      Mardin Belediye Başkanı Mehmet Beşir Ayanoğlu,vatandaşlardan suyu tasarruf kıllanmaları çağrısında bulunarak, topladıkları su parasının, su terfi istasyonlarındaki pompaların elektrik parasını karşılayamadığını söyledi. Devamı...


      Su Hakkı Kampanyası'nı Kimler Yürütüyor?

      Su Hakkı Kampanyası'nı Sosyal Değişim Derneği, Hasankeyfi Yaşatma Girişimi, Küresel Eylem Grubu ve Sosyal Demokrasi Vakfı oluşturdu. Aktiviteler Suyuma Dokunma Kampanyası'nın ve Rosa Luxemburg Vakfı'nın desteğiyle yürütülüyor.

       

      Su Hakkı Kampanyası
      http://www.suhakki.org/

      Düzenleyenler:

      Destekleyenler: